Mehdi ve Danışman
30 Aralık 2019
ASSAM (Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği) ve Üsküdar Üniversitesinin iş birliğiyle ‘’ASRİKA (ASYA-AFRİKA = ASRİKA (İngilizcede ASIA-AFRICA = ASRICA) Ortak Savunma Sanayii Üretimi" temasıyla 19-20 Aralık 2019 tarihinde İstanbul'da düzenlenen ‘’3. Uluslararası ASSAM İslam Birliği Kongresi’’ne katılan SADAT'ın kurucularından ve Cumhurbaşkanı askerî danışmanı Adnan Tanrıverdi, basına yansıdığına göre kongreye ilişkin şu açıklamayı yapıyor:
‘’Dünya üzerindeki İslâm âlimleri ile görüştüğümüz de sorularımıza şöyle cevap alıyoruz. İslam Birliği olacak mı? Olacak. Nasıl olacak? Mehdi Hz. geldiği zaman. Peki, Mehdi ne zaman gelecek? Allah bilir. Peki, bizim bir işimiz yok mu? Ortamı hazırlamamız gerekmez mi? İşte ASSAM bunu yapıyor" ifadelerini kullanıyor…
Adam sıradan birisi değil. Koskoca Cumhurbaşkanı askerî danışmanı… Peki, biz de kendimize soralım. İslam dininde Mehdi var mıdır? Var ise hangi ayette veya hangi hadiste yer almaktadır.
Kur’an’da Mehdi diye bir kavram geçmemektedir. Bütün din bilginleri de İslam’da bir Mehdi kavramı olmadığı konusunda hemfikirdirler... Sorarsak bu adama İslam dinini bizden daha iyi bildiğini söyleyecektir. Belki de öyledir de… Madem öyle bu adam durduk yerde neden Mehdi kavramını ortaya atmış olabilir?
Şimdi bu adamın sözlerini deli saçması diye geçiştirecek miyiz? Hayır... Adam ciddi ve etkili birisi… Bakın bir konuşmasında şu ifadeleri kullanıyor…
"Sunduğumuz anayasa teklifimizdeki Silahlı Kuvvetler'in yeniden yapılandırılması ile ilgili tespitlerimizin aşağı yukarı tamamı 15 Temmuz’dan sonra kongreye girmiştir. Biz o zaman, harp okulları, askerî okulların tamamı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalı dedik, bağlandı. Jandarma Genel Komutanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlansın dedik, bağlandı. Yüksek Askerî Şura’nın yapısı değişsin dedik, Askerî Yüksek Yargı kalksın dedik, o da gerçekleşti. Başkanlık sistemi gelsin dedik, o da geldi. Bu önermelerimizin tamamına yakını 15 Temmuz’dan sonraki yeniden yapılanmada gerçekleşti…" ifadelerini kullanıyor.
Yani adamın ifadesine göre TSK’yı 15 Temmuz’dan sonra bu adam yeniden şekillendirmiş.
Adamın Mehdi söylemi bu nedenle hiç de yabana atılır bir söylem değil… Ancak bahsettiğim gibi İslam da Mehdi diye bir kavram yok… Bu adam Hristiyan da değil…
Geriye tek bir ihtimal kalıyor…
O ihtimali de ben Amerikan eski başkanlarından Lincoln’ün anlattığı rivayet edilen bir fıkra ile açıklayayım. Bu fıkrayı da Aziz Nesin allayıp pullayıp bize göre adapte etmişti…
Fıkra özetle şöyle:
Bir ülkenin padişahı ava meraklıymış. Bir gün danışmanını çağırıp, “Bugün hava güzel ise ava gideceğim. Hava bugün nasıl olacak?’’ diye sormuş.. Danışman da havanın günlük-güneşlik olacağı bilgisini vermiş padişaha.
Padişah keyifle atın üstünde ava giderken, yolda eşeği ile telaşla giden yaşlı bir köylü ile karşılaşmış. Sormuş padişah yaşlı köylüye, “Nedir bu telaşın ihtiyar!” demiş.
Köylü; “Yağmur geliyor efendim… Hem de sağnak yağmur… Sen de oyalanma, dön geri istersen!” diye uyarmış.
Padişah inanmamış köylüye. Eeee, danışmanı havanın güneşli olacağını söylemişti. Köylü sarayındaki danışmanından daha iyi bilecek değildi ya. Padişah köylüye aldırmayıp, yoluna devam etmiş. Bir süre sonra hava kararmış, gök gürlemiş, yağmur sağanak halinde yağmaya başlamış. Her tarafı sel basmış. Padişah sırılsıklam olmuş, yağmurdan per perişan bir hale gelmiş, sele kapılmaktan son anda kurtulmuş…
Padişah saraya dönünce yolda kendisine yağmur yağacağını söyleyen köylüyü huzura çağırttırmış. “Söyle bakalım, yolda karşılaşınca, bana yağmur yağacağını söyledin. Nereden biliyordun!”
Köylü, biraz da korku dolu, ezik, mahcup bir şekilde; “Ben bilmiyordum Sultanım’’ demiş… ‘’Eşeğim biliyordu. Eşeğim her yağmurdan önce kulaklarını indirirdi. O gün de kulaklarını iyice indirince sağanak yağmurun yağacağını anladım’’ demiş...
Padişah köylüye ödül verip göndermiş, ardından hemen danışmanını azletmiş ve köylünün eşeğini de sarayına danışman olarak almış.
...
Suriye'de askerî harekat yapılırken, Libya'da da bir askerî harekât düşünülürken, siyasetin, diplomasinin iflas edip de her soruna asker sürülürken bu adam bir atasözümüzü akla getiriyor: ''Klavuzu karga olanın....''
Osman AYDOĞAN