• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi18
Bugün Toplam505
Toplam Ziyaret3154013

Entel olmanın dayanılmaz hafifliği


Entel olmanın dayanılmaz hafifliği


25 Ocak 2022

Son günlerde gündemde bir tiyatro oyuncusu yer alıyor: Nuri Fırat Tanış. Ancak Fırat Tanış olarak biliniyor. Tanımam, bilmem, görmem, hiçbir şekilde tanışıklığım bulunmuyor. Kendisini ilk olarak Nuri Bilge Ceylan'ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği 2010 yılı yapımı  ‘’Bir Zamanlar Anadolu’da’’ filmindeki ‘’Zanlı Kenan’’ rolündeki sıradan oyunu ile tanıyorum. Daha sonra bazı film ve dizilerde oynuyor…

Bu oyuncu geçen sene 2021 yılı Şubat ayında İstanbul CHP’li Maltepe Belediyesi işçileri fahiş maaş talebiyle, salgın hastalığın hüküm sürdüğü bir ortamda halk sağlığını tehlikeye atarak çöpleri toplamayıp greve gittiklerinde işçileri desteklemek için şöyle bir Twitt atıyor: ‘’CHP İstanbul belediyesinde grev yapan işçilerden yanayım.’’ Sanırım oyuncu Maltepe Belediye işçilerini İBB işçileri sanıyor. Daha adam olay hakkında bilgisi yok ama fikir beyan ediyor…

İBB, 25 Haziran 2020 günü, Gentile Bellini’nin atölyesinden çıkan 540 yıllık Fatih Sultan Mehmet'in orijinal tablosunu Londra'da düzenlenen bir müzayededen satın alarak İstanbul'a getiriyor ve tablo 6 Ekim 2020 tarihinden Aralık ayına kadar İBB Başkanlık binasında sergileniyor… Bahsettiğim bu oyuncu bu sefer de Fatih tablosunun fiyatına laf ediyor…

Bu oyuncu son zamanlarda ise ‘’Salkın Hanımın Taneleri’’ filmi görevini yeterince yapamayınca servis ettikleri hiç de hazzetmediğim Netflix dizisi ‘’Kulüp’’deki ‘’Çelebi’’ karakteri ile görülüyor…

Geçen hafta, 18 Ocak 2022 günü İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yapacakları metro hattına iktidarın engellemeleri için “İstanbul’a ihanet eden kim varsa deşifre ederiz. Tiyatro oynamaya kalkmasınlar!” diye bir demeç veriyor…  

Nedense bahsettiğim bu tiyatro oyuncusu Fırat Tanış, İmamoğlu’nun bu sözünde yer alan ‘’tiyatro yapmasınlar’’ sözüne çok içerliyor ve Twitter hesabından şu mesajı atıyor: ‘’ahlaksızlığı tiyatro sanatıyla tarif eden bir yerel yöneticinin bağlı olduğu siyasi iradeden, kültür sanat politikası üretmesini bekliyoruz. daha çok bekleriz. muhalefeti böyle, iktidarını siz düşünün.’’ Cümle düşüklüğü ve cümledeki gramer hatası bana değil oyuncuya ait…

‘’Tiyatro yapmak’’ sözü bir mecaz anlamdır. Mecaz anlam, edebi sanatta bir kelimenin gerçek ve yan anlamlarının tamamen dışına çıkılarak başka bir anlamda kullanılması şeklinde ortaya çıkıyor. Değişmece adı da verilen bu sanatla anlatım daha zengin ve etkili hale geliyor. Deyim ve atasözlerinde mecaz sanatına çok rastlanıyor...


Sadece Türkçede değil, tiyatro geleneğinin doğup geliştiği ve yaygın bir şekilde kullanılan Batı dillerinde de mecaz anlamda ‘’Tiyatro yapma’’ sözü abartı, oyun, tezgâh veya samimiyetsizliğe atfen yaygın bir şekilde kullanılıyor…

Örneğin Almanca ’da “oyun oynama, eğlence yapma, şov yapma” anlamına gelen “Kasperl”, İngilizce’de ‘“bırak ya, salt tiyatro” anlamına gelen “it’s mere theater”, İspanyolca’da ‘’bu saf tiyatro’’ anlamına gelen “es puro teatro”, İtalyanca’da “hepsi tiyatro’’ anlamına gelen /È tutto teatro” sözcükleri kullanılıyor.


Bu oyuncu daha bu mecaz anlam nedir, nerede nasıl kullanılır bilmeden kalkıp İBB Başkanı İmamoğlu’na çemkiriyor… İBB Başkanı İmamoğlu da bu ipe sapa gelmez eleştiri için kalkıp özür diliyor… Her daim ‘’Hak yemem! Ama hakkımı da yedirmem’’ diyen İmamoğlu bu davranışıyla puan tolamıyor, bilakis hakkını yediriyor...  

Bu oyuncu, ülkede son yirmi yıldır sanat adına çok şey yerle bir edilirken nedense hiç gıkını çıkarmıyor…

Bunun örnekleri çok:

Rumelihisar’ı içerisinde 1452 tarihinde Fatih Sultan Mehmet tarafından sarnıç üzerine bir cami inşa ediliyor: Boğazkesen Cami (Kaleiçi Camisi) Bu cami 1884 yılında meydana gelen ve “Büyük Felaket” olarak adlandırılan depremde tamamen yıkılarak cami sarnıç içine çöküyor. Ortada cami kalmıyor. Rumelihisarı'nın '’bir açık hava müzesi ve park olarak düzenlenmesi projesi’’ çerçevesinde 1958 yılında yeni yaya yolları, mehter gösterileri için bir gösteri alanı, manzara terasları ve amfi tiyatro alanı yapılıyor. 2016 yılında caminin restorasyonu adı altında caminin eski yerine, yani amfi tiyatronun tam da ortasına rekonstrüksiyonu, yani sıfırdan yepyeni bir cami yapılıyor. Ancak nedense tiyatroya çok hassas olan bu tiyatro oyuncusunun gıkı çıkmıyor. Bir Twitt bile atmıyor.. Güya tiyatrocu kendisi…

Türkiye’de faaliyet gösteren 10.000 civarı oyuncu, 20.000 civarında da özel tiyatro çalışanı bu salgın ortamında can çekişirken bahsi geçen oyuncudan kendi meslektaşları ile ilgili olarak hiçbir dayanışma eylemi, hiçbir dayanışma mesajı gelmiyor, bir dayanışma Twitt’i dahi atılmıyor… Bu oyuncunun bu salgın hastalık ortamında konservatuar öğrencilerine yönelik hiç bir yardımı da olmuyor..

Diyelim ki bunlar eskidendi...

20 Ocak 2020 günü Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun metro iddiasına yönelik olarak; “Hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmeden algı operasyonu yapıyor. Hodri meydan, önce elindeki işleri bitirsin, şov yapmasın” diye demeç veriyor... Ancak İBB Başkanı İmamaoğlu’na laf yetiştiren bu sözde oyuncudan Bakan’ın bu ‘’şov yapmasın’’ sözüne hiç itiraz gelmiyor. Oyuncu Bakan’ın bu sözüne karşı gıkını çıkaramıyor…

22 Ocak 2020 günü MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan hakkında soruşturma başlatılan gazeteci Sedef Kabaş'a şu sözleri söylüyor: "Bu sözde gazetecinin kelepçe takılmamasına rağmen, takılmış gibi imaj uyandırma gayretkeşliği zelil bir oyun, zillet bir tiyatrodur." Ancak İBB Başkanı İmamaoğlu’na ‘’tiyatro yapmasınlar’’ sözüne laf yetiştiren bu sözde oyuncudan Bahçeli'nin bu ‘’zelil bir oyun, zillet bir tiyatrodur’’ sözüne hiç itiraz gelmiyor. Oyuncu, Bahçeli’nin bu sözüne karşı da gıkını çıkaramıyor…

Bu sözde oyuncu Sezen Aksu linç edilirken de gıkını çıkaramıyor…

Milletin aydın, solcu, sanatçı diye bildiği adam oyuncu değil de sanki bildiğiniz Aktrol…

Hintli şair Sri Chinmoy Ghose şöyle bir sözü bulunuyor: ‘’Sevginin gücü, güce olan sevgiyi yendiğinde, dünya barışı tanıyacak.’’ Bu anlattıklarım sanki bu oyuncunun güce olan sevgisini gösteriyor. Oyuncunun İmamoğlu’na çemkirmesi bundan dolayı oluyor…

Hadi Türkçesini söylemeyeyim ama bu tür oyunculara Batı’da ‘’attention whore’’ diyorlar…

Yazılarımda hep kullanırım ya ABD’li şair Irwin Allen Gisberg’in sözünü: “Bir ülkenin kötü durumu yüzünden politikacıları suçlayamayız... Suçlu olan şairlerdir... Çünkü politikacıların bir ülkenin durumu hakkında bilinçleri ve kapasiteleri yoktur ama şairlerin vardır.”

Bu adam şair değil, sanatçı diye bilinen bir oyuncu. Ancak görünen o ki “bilinç ve kapasitesi” anca politikacılarınınki kadar oluyor.

Bu nedenledir ki ülke şimdi olduğu gibi aydın karanlığında alev alev yanıyor.

Osman AYDOĞAN


Yorumlar - Yorum Yaz