Anayasa'yı tağyir, tebdil ve ilga etmek
28 Mart 2023
10 Mart 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, normal takvimi 18 Haziran 2023 olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri’nin 14 Mayıs’ta yapılacağını hiçbir gerekçe sunmadan açıklıyor. Karar aynı gün Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayınlanarak yürürlüğe giriyor. Kararda, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 116 ncı maddesi uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilenmesine karar verilmiştir" deniliyor…
Bu kararla Türkiye hızla seçim sathı mailine (seçim sürecine) giriyor…
YSK Başkanı Ahmet Yener, 27 Mart 2023 Pazartesi günü yaptığı açıklamada 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanı seçiminde, Cumhurbaşkanlığı için Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın katılacağını açıklıyor… Ardından bu isimlerin yer aldığı geçici aday listesi YSK tarafından resmi gazetede ilan ediliyor..
Ancak bu isimlerden, 2014 ve 2018 yıllarında halk tarafından iki kez Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın bu adaylığının önünde T.C. Anayasası engel olarak duruyor...
Halen yürürlükte olan 1982 Anayasası’nın 2007 yılında değiştirilen 101/2’nci maddesinde açık, seçik, net ve sarih olarak şu hüküm yer alıyor:
“Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.”
Halen yürürlükte olan 1982 Anayasası, 2010 ve 2017 yıllarında iki büyük değişikliğe uğruyor. 2010 ve 2017 yılında yapılan bu değişiklikler esnasında Anayasanın 101/2’nci maddesine hiç dokunulmuyor ve bu madde olduğu gibi korunuyor... 2014 ve 2018 yıllarında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri de halen yürürlükte bulunan 1982 anayasasına ve bu Anayasa'nın 2007 yılında değiştirilen 101/2'nci maddesine göre yapılıyor.
Görüldüğü gibi Anayasa’nın 101/2’nci maddesi olan ‘’Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” hükmü Anayasada hiçbir yorum gerektirmeyecek kadar açık, seçik, net ve sarih şekilde yer alıyor...
Ayrıca;
Anayasanın 116/3’üncü maddesinde şu hüküm yer alıyor: ‘’Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.’’
6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Yasası’nın 3/2 nci maddesinde de şu hüküm yer alıyor: ‘’Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.’’
Ancak seçimlerin yenilenmesi kararı TBMM tarafından değil Cumhurbaşkanı tarafından alınıyor. Böyle olunca Cumhurbaşkanının bir defa daha aday olma imkânı ve ihtimali tamamen ortadan kalkıyor…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2014 ve 2018 yıllarında halk tarafından bu Anayasa çerçevesinde iki kez Cumhurbaşkanı seçiliyor. Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa’nın anlattığım 101/2, ve 116/3’nci maddeleri ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Yasası’nın 3/2 nci maddesin uyarınca artık Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmesinin Anayasa ve yasa açısından hiçbir imkân ve ihtimali bulunmuyor…
Görüldüğü gibi bütün bu hususlar, Anayasanın bütün bu maddeleri (101/2 ve 116/3) ve 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçim Yasası’nın 3/2 nci maddesindeki düzenlemeler hiçbir yoruma mahal bırakmayacak kadar açık, seçik, net ve sarih olarak Anayasada ve yasada yer alıyor…
Teeee Roma hukukundan beri gelen bir hukuki ilke bulunuyor: ‘’Eğer hüküm açık ise yorum yapılamaz.’’(In claris non fit interpretatio) Roma hukukunun bu ilkesi Mecelle’nin 13’üncü maddesinde de yer alıyor: “Tasrih mukabelesinde delalete itibar yoktur.” (Eğer bir söz veya fiilin anlamı açıksa, bu açık anlamın dışında bir anlam aranmaz.)
Yani açık, seçik, net ve sarih olan bu Anayasa ve yasa hükmünün hiç bir şekilde farklı yorumlamanın imkân ve ihtimli bulunmuyor. Ancak Anayasa’nın bu açık, seçik, net ve sarih hükmüne farklı bir yorum getirenler Anayasayı tağyir, tebdil ve ilga ediyorlar, yani Türkçesi ile Anayasayı bozma, değiştirme, ortadan kaldırmaya teşebbüs ediyorlar…
Türkiye’de ne yazık ki ‘’hukukun üstünlüğü’’ ilkesi uygulanmıyor. Türkiye’de ne yazık ki yıllardır Anayasada yazdığı şekliyle (Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.) bile ‘’hukuk devleti’’ ilkesi de uygulanmıyor. Ancak görülüyor ki yıllardır ‘’kanun devleti’’ haline gelen Türkiye’de artık kanun da uygulanmıyor…
Bu haliyle Türkiye’nin Afrika’daki kabilelerden bir farkı kalmıyor... Gerçi o kabilelerde bile yazılı olmayan bir gelenek hukuku bulunuyor, kabile reisi bile bu hukuka bağlı kalarak her istediğini yapamıyor…
Geçmişte yasalara aykırı bir şekilde 2.5 milyon mühürsüz oyu kabul etmek gibi, hiçbir hukuki dayanak göstermeden milli iradeyi gaspederek İBB seçimlerini iptal etmek gibi, bu iptalde aynı zarftaki dört oydan üçünü kabul edip birisini geçersiz kabul etmek gibi sabıkası bulunan YSK’nın bu açık Anayasa ihlali de 14 Mayıs 2023 seçimlerinin bu YSK eliyle sağlıklı bir sekile yapılmasına olan güveni de sıfırlıyor, yok ediyor, ortadan kaldırıyor… YSK, tuzu kokutuyor tuzu...
Bu yazı da tarihe bir kayıt düşmek için yazılıyor…
Osman AYDOĞAN