Le Trio Joubran
24 Ekim 2023
Günümüzde de yaşadığımız gibi Ortadoğu, birbirinden nefret eden, birbirini boğazlamayı, öldürmeyi amaçlayan ve halen Ortaçağ’ın karanlığını, Ortaçağ’ın gamını, kederini ve kasvetini yaşayan bir coğrafya. Ve bu coğrafyanın gamı, kederi, kasveti, feryâdı ve figânı bölgenin sanatına ve özellikle müziğine çok güzel yansıyor. İran'da, Suriye'de, Lübnan'da, Mısır'da ve İsrail’de bu durumun çok güzel örnekleri bulunuyor. Ki bunları zaman zaman ben bu sayfamda defalarca paylaştım.
Bugün de bu coğrafyanın özelliğini müziğe en iyi şekilde yansıtan bir grubu anlatacağım ve müziğinden örnekler vereceğim…
‘’Le Trio Joubran'', Samir, Wissam ve Adnan Joubran kardeşlerden oluşan, 2004 yılında kurulan ve geleneksel Filistin müziği çalan bir ud üçlüsünün adı oluyor. Üçlünün asıl kökeni Nasıra şehri, ancak bu üçlü Nasıra, Ramallah ve Paris şehirleri arasında mekik dokuyor. Joubran kardeşler zengin bir sanatsal mirasa sahip tanınmış bir aileden geliyor. Bu üç kardeşin anneleri İbtisam Hanna Joubran, İspanya Arap kökenli şiirler söylerken, babaları Hatem, Filistin ve Arap dünyasının en ünlü yaylı çalgı yapımcıları arasında yer alıyor.
En büyük kardeş Samir Joubran, 1996 yılında başarılı bir müzik kariyerine başlıyor. Samir , 1996 yılında büyük beğeni toplayan iki albüm Taqaseem'i, ardından 2001 yılında Sou’fahm’ı çıkarıyor. Samir, üçüncü albümü için küçük kardeşi Wissam’ı düetlerde kendisine eşlik etmesi için davet ediyor. Bu ikili Tamaas adlı albümü 2003 yılında çıkarıyor. Ardından Samir, en küçük kardeşi Adnan'ı da gruba davet ederek dünyanın ilk ud üçlüsü 2004 yılı Ağustos ayında Paris'teki Lüksemburg Bahçeleri'nde ‘’Le Trio Joubran’’ adıyla kuruluyor. Ve grup müzik dalında uluslararası birçok ödülün sahibi oluyor. Grup, Türkiye dâhil birçok ülkede konserler veriyor.
Grup, Avrupa Parlamentosu’nda da konser veriyor. Bu konserden önce yapılan bir röportajda Samir Joubran şunları söylüyor: ''Bizler savaşçıyız, biz sıradan müzisyenler değiliz çünkü Filistin sıradan bir ülke değildir, Filistin henüz ülke dahi değildir. Bu yüzden bizler Filistin’de kültürün varlığını enstrümanlarıyla savaşarak kanıtlayan müzisyenleriz.''
Masâr, Roubbama ve Majâz (Mecaz) adlı eserleri bu grubun en bilinen eserleri oluyor. Majâz, aynı zamanda grubun ikinci albümlerinin de adı oluyor. Bu eserlerin bağlantısını yazımın sonunda veriyorum.
Müzik, Yunanlıların muhayyilesine göre, insanlığa peri kızlarının armağanı olan bir sanat oluyor. ‘’Müzikteki 24 aralık, altının ‘en saf’ olan 24 ayar hâlinden mülhemdir!’’ (mülhem: esinlenmiş) diye bir veciz söz bulunuyor… Le Trio Joubran grubunun eserleri işte Yunanlıların bu muhayyilesini ve bu veciz sözü doğruluyor…
Bu grubun müziğini dinlediğinizde bu üç kardeşin doğdukları coğrafyanın kaderini, feryâdını ve figânını ince ince işleyerek müziğe yansıttıkları görülüyor. Grubun eserlerini dinlerken huzur mu hissettiğinizi yoksa hüzün mü hissettiğinizi kestiremiyorsunuz… Ve müzik alıp sizi bu coğrafyaya doğru bir yolculuğa götürüyor...
Ve aşağıda bağlantılarını verdiğim parçaları, müziğin alıp sizi bu coğrafyaya götürene kadar, belki de sabahlara kadar dinlemeniz gerekiyor.
Müzik, bu coğrafyayı daha güzel anlatıyor..
Osman AYDOĞAN
Le Trio Joubran, Masâr:
https://www.youtube.com/watch?v=LoiyWTtinbk
Le Trio Joubran, Roubama:
https://www.youtube.com/watch?v=DnLfbiHuoko
Le Trio Joubran, Majâz:
https://www.youtube.com/watch?v=DbJL7ZSVQ4E