Yeniçağ Gazetesi yazarlarının intihal alışkanlığı
18 Ekim 2024
İntihal nedir?
Türk Dil Kurumu (TDK), ‘’İntihal’’i, ‘’aşırma’’ olarak tanımlıyor. İntihal, bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanması anlamına geliyor. Yani intihal, TDK’nun tanımladığı gibi düpedüz bir ‘’aşırma’’, bir ‘’hırsızlık’’.
Sitemi (Şehriyar) takip edenler biliyor. Zaman zaman intihal vakalarından şikâyet ediyorum. Tanıdığım, tanımadığı kişiler sitemden yazılarımı alıp sanki kendi yazıları imiş gibi kendi adlarını kullanarak yayınlıyor.
Bazıları yazılarımı Youtube programlarında kullanıyor benim adımı vermeden. Bir arkadaşım kitap yazıyor. Kitabın önsözünde benden faydalandığını belirtip bana teşekkür ediyor ancak kitabın nerdeyse yarısı benim yazılarımdan oluşuyor. Bu durumun etik ve uygun olmadığını kendisine iletiyorum, alıntı yapmayı bilmediğini söylüyor. Kitabın müteakip baskılarında düzelteceğini söylüyor. Ancak kitabın müteakip baskıları da olmuyor. Kitabın arka sayfasında ‘’eserin bütün hakları yayın evine aittir, izinsiz alıntı yapılamaz’’ diyor. Şimdi ben yazılarımı kitaplaştırmak istesem bu yayın evinden izin mi isteyeceğim?
Bazen yazılarımı ciddi ciddi ulusal gazeteler alıp aşırıyor, intihal yapıyor. Ancak en kötü intihali Yeniçağ Gazetesi yapıyor.
Yeniçağ Gazetesi
Yeniçağ Gazetenizin 08 Nisan 2023 günkü nüshasında yazar Fatih Ergin tarafından ‘’Savaşta kullanılamayacak Altay tankı ile seçim gösterisi yapılacak’’ başlıklı bir yazı yayımlanıyor. Bu yazıda benim sitemde (Şehriyar) Altay Tankı konusunda daha önce yayınladığım üç yazımdan kaynak gösterilmeden kelimesi kelimesine alınıp intihal yapılıyor.
Bu durumu hem gazete yönetimine hem de intihali yapan Fatih Ergin’e bildiriyorum. Ancak cevap alamıyorum. Buralardan sonuç alamayınca durumu medya Ombbudsmanı Faruk Bildirici’ye bildiriyorum. Bunun üzerine intihali yapan Fatih Engin bana şöyle cevap veriyor:
“Durumu Faruk Bildirici'nin attığı mail ile öğrendim. Yazı konumla ilgili kaynağımın mail olarak geçtiği bilgi notları vardı. Anlaşılan o ki, kaynağım notlar arasına sizin yazınızı da eklemiş. Ancak bana başka bir yazıdan alındığını belirtmedi, kullanabileceğim ifade edildi. Durum budur. Bilerek böyle bir şey yapmam mümkün olamaz. Bundan sonraki yazımda, konuya açıklık getirip sizden özür dileyeceğim.”
Ben de kendisinden benim yazımı “notlarım” diye kendisine gönderen kişinin kimliğini istiyorum. Bu sefer de Fatih Ergin bana şöyle cevap veriyor:
“Bana sizin yazınızı bilgi notu olarak gönderen kaynağım, güvenli bir mail sistemi üzerinden bana ulaşıyor. Kendisinin kimliğini ben de bilmiyorum. Ancak daha önce de gönderdiği bilgiler vardı ve yazılarımda kullandığımda böyle bir sorun çıkmamıştı. Verdiği bilgiler de doğru çıkmıştı. Ben de bu güvenle başka bir isme ait yazıdan alınmış olabileceğini düşünmedim bile... İlk yazımda konu ilgili düzeltme yapıp sizin paylaşacağım.”
Ne güzel cevap değil mi?
Yeniçağ Gazetesinden ve yazarı Fatih Ergin’den bir özür, bir düzeltme alamayınca Mayıs 2023 ayı içerisinde konuyu Basın Konseyine taşıyorum. Basın Konseyine süreci anlatıyorum. Yazardan ve gazeteden şikayetçi olduğumu belirtiyorum. Basın Konseyi 11 Mayıs 2023 tarihinde bana şöyle cevap veriyor: ‘’Sayın Osman Aydoğan, başvurunuz işleme alınmıştır. Teşekkür ederiz.’’
Ancak aradan bir buçuk yıl geçiyor. Ne Basın Konseyinden bir sonuç geliyor ne de Yeniçağ Gazetesinde ilgili şahsın bir düzeltmesi ne de bir özrü yayınlanıyor. Kadıyı kime şikâyet edeceğiz değil mi?
İş burada da kalmıyor. Kredi kartı kesintisi nedeniyle Savunma Sanayi gündeme gelince ben sitemde Altay Tankı ile ilgili yazımı dün tekrar paylaşıyorum. Bir arkadaşım beni uyarıyor, bu yazımın yine Yeniçağ Gazetesinde bu sefer de Ömer Erbıyık adlı şahsın 04 Mayıs 2023 tarihinde ‘’Sahi nerede bu Altay Tankı?’’ başlıklı bir yazısında benim yazımı kullandığını söylüyor. Bahsi geçen yazıya bakıyorum. Ömer Erbıyık da Fatih Ergin gibi birebir kopyala yapıştır yapmamış da konu sırası aynı kalarak, cümlelerimi değiştirerek ve yazımdan bazı değişiklikler yaparak yine yazımı kullanmış. Tabii ki Ömer Erbıyık da ne adımdan ne de sitemden bahsetmiş.
Sonuç
Kurumların güvenirliliği konusunda ASAL Araştırma’nın Ağustos 2024'te bir anket yapıyor. 26 ilde 2000 kişi üzerinden yapılan araştırmanın sonuçları güven konusunda önemli veriler sunuyor. Bu anket, Türkiye'de kurumlara olan güvenin büyük oranda sarsıldığını ortaya koyuyor. Bu ankete göreve Türkiye’de medyaya duyulan güven %1’i bile bulmuyor, medyaya güven %0,9’da kalıyor. Ne diyeyim. İşte Türkiye’deki basının hali. Halbuki Yeniçağ gazetesinde çok değerli yazarlar bulunuyor. Bir damla mürekkebin bütün bir bardağı kirletmesi gibi böylesi bir intihal hem de aynı gazetede hem de üst üste iki defa yapılması bütün bir gazeteyi kirlettiği gibi bu gazetede yazan değerli yazarları da töhmet altında bırakıyor.
Yetmiyor, yazılarımı okuyan kişi sanki ben yazılarımı onlardan almışım gibi bu intihalciler beni de zan altında bırakıyor.
Sanırım ülkede artık tuz kokuyor, tuz!
Osman AYDOĞAN