Savunma Sanayi Destekleme Fonu
20 Ekim 2024
Günlerdir kredi kartları limitine göre alınacak haraçtan, pardon vergiden konuşuluyor. Gerçi hükümet bu haraçtan, pardon vergiden vazgeçtiğini açıklıyor ancak bu konu hala tazeliğini koruyor. Her şeye maydanoz olan ben bu konuya da maydanoz olmasam olmuyor.
Bütçe dışı fonlar
Asıl konuya gelmeden önce bir konuyu açıklamam gerekiyor. O da; ‘’bütçe dışı fonlar’’ konusu. ANAP hükümetlerince, o zamanki Başbakan Turgut ÖZAL tarafından bütçede, çağdaş devlet maliyesinde olmaması gereken karadelikler açılıyor. Bu karadelikler ise genellikle Sayıştay ve bütçe denetimi dışında tutulan, devletin mali disiplinini sarsan ve hükümetlerin keyfi olarak kullandıkları ‘’Bütçe Dışı Fonlar’’ oluyor.
Bu fonlara örnek verecek olursak; ‘'Madencilik Fonu'’, ‘'Serbest Bölgeleri Tesis ve Geliştirme Fonu'’, ‘'Yatırım Malları İmalatı Teşvik Fonu’', ‘’Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu’’, ‘’Tanıtma Fonu’’, ‘’Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’’, ‘’Özelleştirme Fonu’’ ve son olarak 2016 yılında kurulan ‘’Türkiye Varlık Fonu’’ (TVF) vb.
Bütçe dışı fonlar, bir devletin ya da kamu kuruluşunun resmi bütçesi dışında oluşturulan ve yönetilen finansal kaynaklar olarak geçiyor. Bu fonlar, genellikle belirli bir amaca yönelik olarak kullanılmak üzere tahsis ediliyor ve kamu hizmetlerinin finansmanında ek bir kaynak sağlıyor. Ancak TBMM’nin denetimine tabi olmayan bu fonlar, yürütmenin, yasama karşısında gücünü artırmasının bir aracı olarak işlev görüyor. 1990’lı yıllarda bütçe dışı fonların sayısı 100’ü aşan bir rakama ulaşıyor. Zararları anlaşılınca 2000-2001 yıllarında 69 adet bütçe dışı fon tasfiye ediliyor. Zamanla tasfiye devam ediyor. Günümüzde bu fonların sayısı onun altına iniyor.
Bu bütçe dışı fonlardan birisi de ‘’Savunma Sanayi Destekleme Fonu’’ (SSDF) oluyor. Ancak SSDF’nu tek başına açıklamamak gerekiyor. Bu nedenle önce adı şimdilerde Savunma Sanayi Başkanlığı, kuruluşundaki adı Savunma Sanayi Müsteşarlığı olan kuruluştan bahsetmem gerekiyor. Bu ikisi ayrılmaz bir ikili oluyor. Çünkü ikisi de aynı kanunla kuruluyor.
Bu nedenle 1985 yılına gidip, konuya oradan başlamamız gerekiyor.
Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve SSDF
13 Kasım 1985 tarihli Resmî Gazetede 3238 numaralı bir kanun yayımlanıyor. Bu kanunun 1. Maddesi olarak kanunun amacı belirtiliyor: ‘’Bu Kanunun amacı, modern savunma sanayinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonunun sağlanmasıdır.’’
Bu kanun ile; ‘’Savunma Sanayi Yüksek Koordinasyon Kurulu’’, ‘’Savunma Sanayi icra Komitesi’’, Millî Savunma Bakanlığına bağlı olarak ‘’Savunma Sanayi Müsteşarlığı’’ ve T.C. Merkez Bankası nezdinde ve bu Müsteşarlık emrinde ‘’SSDF’’ kuruluyor.
SSDF kaynakları
Kanunun 12. Maddesi ise bu fona aktarılacak kaynakları sıralıyor. Kanunun en uzun maddesi bu madde oluyor. Bu maddeye göre kaynak olarak özetle şu kaynaklar gösteriliyor:
* Her yıl bütçeye bu maksatla konulacak ödenek,
* Her türlü alkollü içki, ispirto, sigara, puro, pipo tütünleri, kıyılmış tütün, enfiye, tömbeki ve benzeri tütün mamullerinin ithalinde veya imalatçıları tarafından tesliminde toplam bedelden Bakanlar Kurulunca % 10'una kadar belirlenecek oranda alınacak meblağ,
* Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmek amacıyla kurulmuş bulunan vakıflardan Fona yapılacak transferler,
* 3670 sayılı Milli Piyango Teşkiline Dair Kanununun 11 inci maddesinde zikredilen gelirler,
* 25.8.1971 gün ve 1473 sayılı kanuna göre ayrılan payın tamamı ile mevcut veya ihdas edilecek her nevi müşterek bahislerden elde edilecek safi hasılatın tamamı yahut bu hasılattan Bakanlar Kurulunca tespit edilecek orana göre hesaplanarak ayrılacak miktar,
* Kanunla (vergi kanunları hariç) kurulan fonlardan Bakanlar Kurulunca belirlenecek miktarda yapılacak aktarmalar,
* Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden modern silah, araç ve gereçler için ayrılan ödenek,
* 12.3.1982 gün ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 19 uncu maddesine göre oynatılmasına izin verilen talih oyunlarının işletildiği yerlerden elde edilecek gayri safi hasılattan Bakanlar Kurulunca tespit edilecek azami % 50 oranında alınacak ve Bakanlar Kurulunca Toplu Konut Fonu ile SSDF’na dağıtım yapılacak miktar,
* Fonun mal varlığında elde edilecek gelirler,
* 1111 sayılı Askerlik Kanununun 10 uncu maddesi gereğince bedelli askerlikten elde edilecek gelirler,
* Bağış ve yardımlar.
Savunma Sanayi Müsteşarlığının malının Devlet malı sayılması
Bu kanunu koyanlar, hükumetlerin hesapsızca ve kuralsızca fon harcama huyunu bildikleri için Savunma Sanayi Müsteşarlığını ve fonunu korumak amacıyla bu kanuna bir madde ekliyor: Bu kanunun 19. Maddesine göre Savunma Sanayi Müsteşarlığının (Başkanlığının) malı ‘’Devlet malı’’ sayılıyor. Bu maddeye göre; ‘’Başkanlığın ve Başkanlığa bağlı Fonun malları ve her çeşit mevcutları aleyhine işlenen suçlar, Devlet malı aleyhine işlenmiş sayılır. Bu suçlara Türk Ceza Kanunundaki cezalar uygulanır. Başkanlığın ve Fonun taşınır ve taşınmaz her türlü mallan haczedilemez’’ deniyor.
Bu noktada ‘’Türkiye Varlık Fonu’’ (TVF)nu anlatmam gerekiyor. Çünkü bu fonun da SSDF ile ilgisi bulunuyor.
Türkiye Varlık Fonu (TVF)
Yazımın girişinde bahsettiğim TVF, 26 Ağustos 2016 tarihinde Başbakanlığa bağlı bazı şirketleri yönetmek amacıyla 6741 sayılı Kanunla kuruluyor. Bakanlar Kurulunun 24.01.2017 tarih ve 2017/9756 sayılı kararname eki karar ile; Türkiye Cumhuriyet Ziraat Bankası AŞ, Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ, Türkiye Petrolleri AO, Posta ve Telgraf Teşkilatı AŞ, Borsa İstanbul AŞ, Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ'nin sermayelerinde bulunan Hazineye ait hisselerin tamamı, Türk Telekomünikasyon AŞ'nin yüzde 6,68 oranındaki Hazine'ye ait hissesi ile Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün TVF’na aktarılması kararlaştırılıyor. Ayrıca mülkiyeti Hazineye ait Antalya, Aydın, İstanbul, Isparta, İzmir, Kayseri ve Muğla'da bulunan bazı taşınmazların tahsislerinin kaldırılarak TVF’na devredilmesi kararlaştırılıyor. Millî Piyango İdaresi de 2017 yılında çıkarılan 680 sayılı KHK ile TVF’na devrediliyor.
TVF, 10 Temmuz 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı'na bağlanıyor.
TVF ile ilgili güncel bir bilgiyi de burada aktarmam gerekiyor: TVF, 14-16 Ekim 2024 tarihlerinde Londra’da yatırımcılarla gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından, 5 yıl 3 ay vadeli, %6,95 getiri oranlı 750 milyon dolar tutarında Sukuk ihraç ediyor. Bu şu anlama geliyor: TVF, %6,95 faizi ile Londra tefecilerinden 750 milyon dolar borç alıyor.
Millî Piyango İdaresi özelleştiriliyor
2017 yılında TVF’na devredilen Millî Piyango İdaresi 2020 yılında özelleştiriliyor. Bu özelleştirme kapsamında Millî Piyango İdaresi tarafından yürütülen şans oyunları Sisal Şans'a devrediliyor.
TVF ile Demirören ile birlikte İtalyan şirket, Sisal-Şans Ortak Girişim Grubu adıyla Milli Piyango’nun gelir paylaşımı esasına dayanan 10 yıl süreli hizmet alım sözleşmesi imzalanıyor. Sisal - Şans Ortak Girişimi’nin taahhüt ettiği 10 yıllık hasılattan kamuya kalacak olan meblağın net o dönemki değeri en az 28 milyar 119 milyon TL olarak hesaplanıyor.
Sisal Şans (Sisal Şans İnteraktif Hizmetler ve Şans Oyunları Yatırımları Anonim Şirketi), Demirören Holding ve İtalyan Sisal S.p.A tarafından kurulmuş bir şirket oluyor. Ancak daha sonra Betfair, SkyBet, Poker Stars gibi markaların sahibi olan İrlandalı Flutter Entertainment, İtalyan oyun operatörü Sisal'ı 2.2 milyar dolara satın alıyor. Böylece Milli Piyango İdaresinde Demirören grubunun ortağı İrlandalı şirket oluyor.
Milli Piyango İdaresini ve şans oyunlarını, tekrar dönmek üzere burada bırakıyorum.
Savunma Sanayi Müsteşarlığının adı Savunma Sanayi Başkanlığı oluyor
Savunma Sanayi Müsteşarlığı,10 Temmuz 2018 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı'na bağlanıyor ve "Savunma Sanayi Müsteşarlığı" olan adı da "Savunma Sanayi Başkanlığı" (SSB) olarak değiştiriliyor.
Bütçe dışı fonların keyfi kullanılması
Şimdiye kadar bütçe dışı fonları, Savunma Sanayi Başkanlığı, SSDF ve TVF’nu anlatıyorum. Ve yazımın girişinde bu fonların çağdaş bir devlet maliyesinde olmaması gereken karadelikler olduğunu ve bu bütçe dışı fonların, genellikle Sayıştay ve bütçe denetimi dışında tutulduğunu, devletin mali disiplinini sarstığını ve bu bütçe dışı fonları hükümetlerin keyfi olarak kullandıkları yazıyorum. Sadece bütçe dışı fonlar keyfi kullanılmıyor, bütçeye dâhil vergiler de keyfi olarak kullanılıyor. Örneğin ‘’Deprem vergisi’’.
Deprem vergisi
Deprem vergisi, 1999 Gölcük depreminden sonra ihdas ediliyor. Halk arasında ‘’Deprem vergisi’’ diye biliniyor ancak resmî adı ‘’Özel İletişim Vergisi’’ oluyor. Başlangıçta geçici olarak getirilen bu vergi, kalıcı hale getiriliyor. 26 Kasım 1999 tarihinde yürürlüğe alınan kanun ile 31.12.2003 tarihine kadar devam ettirilmesine karar verilmesine rağmen halen uygulamaya, vergi oranı artırılarak devam ediliyor. 30 Ocak 2021’de 31380 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile Özel İletişim Vergisi oranlarına Cumhurbaşkanlığı kararı ile %33 oranında zam getiriliyor, %7,5 olan Özel İletişim Vergisi Oranları %10’a çıkarılıyor. Özel İletişim Vergisi’ne 2022 sonunda da %122,93 oranında artırılıyor.
2000-2022 yılları arasında tahsil edilen toplam özel iletişim vergisi miktarı 88 milyar 298 milyon TL’ye ulaşıyor. İlgili yılların TCMB’den alınan ortalama dolar kuru ile hesaplama yapıldığında, 22 yıl içinde toplanan Özel İletişim Vergisi tutarı 38,4 milyar dolara denk geliyor.
Ancak toplanan bu vergiler, vergi ihdas edilirken ‘’Depreme hazırlık için’’ harcanacağı açıklanmasına rağmen depreme hazırlık amacıyla harcanmadığı gibi bu vergilerin nereye harcandığı da bilinmiyor. O zamanki Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2011 yılında vergi parasının çeşitli ulaşım ve tarım projeleri için kullanıldığını söylüyor. 1215 yılında İngiltere’de halk, Magna Carta ile kraldan vergisinin hesabını sorarken bu olaydan 800 yıl sonra bu ülkede topladığı verginin hesabını vermeyen bir maliye bakanı ile müşerref oluyoruz.
Deprem vergisi konusunu, iktidarların toplanan vergileri ve fonları nasıl rahatça, hesapsızca ve sorumsuzca harcamasına örnek olarak uzun uzun anlatıyorum.
Şimdi de SSDF’nun da nasıl keyfi olarak kullanıldığını anlatmak istiyorum.
SSDF’nun keyfi olarak kullanılması
Yazımın girişinde SSDF’nun kanunla kurulduğunu ve aynı kanunla da kaynaklarının belirlendiğini, yine aynı kanunla da SSDF’nun amacının ‘’modern savunma sanayinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonunun sağlanması’’ olduğunu yazıyorum.
Bu kanunu koyanların aynı zamanda Savunma Sanayi Müsteşarlığının (Başkanlığının) malının Devlet malı saydığını, Başkanlığın ve Başkanlığa bağlı fonun malları ve her çeşit mevcutları aleyhine işlenen suçların, Devlet malı aleyhine işlenmiş suçlar sayılacağını ve bu suçlara Türk Ceza Kanunundaki cezaların uygulanacağını yazıyorum. Ancak burası Türkiye’dir ve Türkiye’de bir hususun kanunda yazması, onun uygulanacağı anlamına gelmiyor. Çünkü Türkiye’de yasalar süs için bulunuyor.
SSDF’nun amacının ‘’modern savunma sanayinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonunun sağlanması’’ olmasına rağmen zaman içinde bu fon, Emniyet Genel Müdürlüğü, Millî İstihbarat Teşkilâtı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma Genele Komutanlığının cari ihtiyaçları için kullanılmaya başlanıyor.
Bunun dışında SSDF’nun kanunla belirlenen gelir kaynakları birer birer kesiliyor.
Örneğin; 28 Aralık 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararıyla şans oyunları vergisi, spor müsabakalarına dayalı müşterek bahislerde yüzde 10’dan yüzde 5’e, at yarışlarında yüzde 14’ten yüzde 7’ye, diğer şans oyunlarında da yüzde 20’den yüzde 10’a düşürülüyor. AKP hükumeti bu kararla, bir taraftan bu vergilerin mükellefi artık İrlandalı olan oyun operatörü Sisal ve Demirören Grubuna vergi kıyağı sağlarken diğer taraftan da SSDF’nun kanunla belirlenen bu gelir kaynağını da kesmiş oluyor.
SSDF’nda bulunan TSK’nin acil ihtiyaçları için kullanacağı 3 milyar TL, TVF’na aktarılıyor
SSDF içerisinde, TSK’nin acil ihtiyaçları için kullanmak üzere 3 milyar TL bir ihtiyat para tutuluyor. Savunma Sanayi Başkanlığının ve SSDF’nun malları Devlet malı sayılıp kanunla korunmasına karşın, TSK’nin bu ihtiyat parası olan 3 milyar TL, Bakanlar Kurulunun 31 Ocak 2017 tarih 2017/9758 sayılı kararnamenin eki ile aktarım tarihinden itibaren üç ay içinde geri ödenmek kaydıyla TVF ‘na aktarılıyor. Tabii ki o günden bugüne SSDF’ndan TVF’na aktarılan bu para bir daha da geri ödenmiyor.
SSDF’nun diğer sorunları
Profesyonel orduya geçişle birlikte TSK’nın personel ve sağlık harcamaları artıyor. Bu durum ise MSB bütçesinden SSDF’na aktarılan payın azalmasına neden oluyor.
Taşınır Mal Yönetmeliğinde 06 Ocak 2021 tarihinde yapılan değişikle, diğer ülkelere devredilen taşınır malların kayıtlardan çıkarılması esası getiriliyor. Böylece diğer ülkelere verilen araç, silah, gereç vb malzemenin yerine yenilerinin alınması dolayısıyla SSDF’ndan yapılan harcamalar da artıyor.
Sonuç
Emniyet Genel Müdürlüğü, Millî İstihbarat Teşkilâtı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma Genele Komutanlığının cari ihtiyaçları için SSDF’ndan pay ayrılarak SSDF, bir yandan amaç dışı kullanılıyor. Bir yandan Milli Piyango ve şans oyunlarından gelen pay yarı yarıya düşürülerek SSDF’nun gelir kaynakları kısılıyor. Ve bir yandan da SSDF’nda bulunan TSK’nın acil ihtiyaç parası olan 3 milyar TL, TVF’na aktarılarak ve geri verilmeyerek el konuluyor. Ondan sonra da bunları yapan iktidar, dünya tarihinde görülmemiş bir şekilde vergi usul ve esaslarına aykırı olarak kredi kartlarının limitine göre (potansiyel harcama durumuna göre) vergi alarak SSDF’na kaynak yaratma arayışına giriyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü, Millî İstihbarat Teşkilâtı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma Genele Komutanlığının cari ihtiyaçları için SSDF’ndan pay ayrılması başlangıçta masum gibi görünmesine rağmen, bu durum hukuki olmuyor. Çünkü bu durum SSDF’nu kuran kanunun ruhuna aykırı bulunuyor. Çünkü bu fon başlangıçta da ifade ettiğim gibi ‘’savunma sanayinin geliştirilmesi’’ için kuruluyor, başka kurumların cari ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuyor.
Gelen tepkiler üzerine iktidar, SSDF için kredi kartlarından vergi alma düşüncesinden vazgeçiyor. Ancak bu vergi ihdas edilse bile; toplanan vergilerin SSDF’a aktarılacağının veya bu vergilerin, SSDF’na aktarılsa bile, Sukuk ihraç edecek kadar zorda olan TVF’na eskiden olduğu gibi tekrardan aktarma yapılmayacağının veya deprem vergisinde olduğu gibi başka yerlerde kullanılmayacağının bir garantisi de bulunmuyor.
Bunun dışında da ayrıca bir yorum yazmaya gerek bulunmuyor.
Arz ederim.
Osman AYDOĞAN