Hindistan – Pakistan gerilimi
08 Mayıs 2025
Günümüzde yaşanan Hindistan – Pakistan gerilimini anlayabilmek için önce bir aynaya, pardon coğrafyaya ve tarihe bir bakmak gerekiyor.
Pakistan’ın konumu
Pakistan, Güneydoğu Asya’da yer alan 241,49 milyonu aşan nüfusuyla dünyanın en kalabalık beşinci, en büyük ikinci Müslüman topluluğu oluyor.
Pakistan'ın güneyinde Umman Denizi ve Körfezi (1046 km kıyısı bulunuyor), doğusunda Hindistan, batısında Afganistan, güneybatısında İran ve kuzeydoğusunda ise Çin bulunuyor. Kuzeybatıda Afganistan'ın Vahan Koridoru Pakistan'ı Tacikistan'dan ince bir hatla ayırıyor.
Pakistan tarihi
Hindistan, İngiliz sömürgesi altında iken bir bütünken, İngiliz işgalinin sona ermesiyle din ayrımıyla, Hindistan topraklarında Hindular ve Müslümanlar arasında çıkan tartışmalar sonucunda Muhammed Ali Cinnah tarafından 1947 yılında Pakistan adıyla kuruluyor. Pakistan kelimesi Hindistan'da Müslümanların çoğunlukta olduğu yerleri belli etmek için kullanılıyor.
Keşmir ise Pakistan ile Hindistan arasında kalan bölgeye ad olarak veriliyor. Keşmir çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen orada hâkim olan feodal yapı Keşmir’i Hindistan'a devrediyor. Bu olay Pakistan ile Hindistan arasında Keşmir sorununun doğmasına neden oluyor.
Keşmir sorunu
Keşmir, Hindistan, Pakistan ve Çin'in sınırlarının kesiştiği noktada yer alan bir dağlık bir bölgede bulunuyor. Himalayalar'ın batı ucunun güneyindeki vadi bu adla anılıyor. Bölgede üretilen Kaşmir adlı kumaşın ismi de buradan geliyor.
Pakistan, İngiliz sömürgesiyken 1947 yılında bağımsızlığını kazandığında nüfusunun çoğunluğunu Müslümanlarından oluşması nedeniyle Keşmir Emirliği'ne ait bu bölgeyi talep ediyor. Ancak Keşmir Emirliği'nin kendisinin Hindistan'a bağlanmasını istediği için Hindistan da bölgede hak iddia ediyor.
İki ülke, Hindistan ve Pakistan; Keşmir nedeniyle 1947 ve 1965 yıllarında savaşıyor
1947 Birinci Keşmir Savaşı
Bu olay 1947 yılında Keşmir yüzünden Hindistan ile Pakistan arasında savaş çıkmasına sebep oluyor. Birleşmiş Milletler araya girerek ateşkes sağlanıyor. Pakistan bu çatışmada Keşmir'in ancak küçük bir kısmını ele geçirebiliyor, Keşmir’in büyük kısım Hindistan'da kalıyor. Sonuçta Keşmir'in üçte biri Pakistan kontrolünde (Azad Keşmir, Gilgit-Baltistan), Keşmir'in geri kalanı Hindistan kontrolüne (Cemmu ve Keşmir, Keşmir Vadisi ve Ladakh) geçiyor.
Bu savaşta sorun çözülmediği iki ülke arasında ikinci bir savaş yaşanıyor.
1965 İkinci Keşmir Savaşı
Bu savaş Pakistan askerlerin Hindistan yönetimindeki Cummu ve Keşmir topraklarına asker göndererek ayaklanma başlatmasıyla başlıyor. Hindistan, Pakistan'ın bu tutumuna karşı saldırı başlatarak karşılık veriyor. Beş hafta süren savaşlar sonucunda her iki tarafta birbirine karşı üstünlük sağlayamıyor, her iki taraf da çok ağır zayiat veriyor. Bu savaşta dünya II. Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük tank muharebesi yapılıyor. Savaş Sovyetler Birliği ve ABD'nin araya girmesiyle Taşkent Deklarasyonu'nun imzalanmasıyla sona eriyor.
1971 Savaşı
Bu savaşın nedeni Keşmir olmasa da savaşın altında Hindistan ve Pakistan arasındaki Keşmir anlaşmazlığı bulunuyor.
1947'deki bağımsızlığın ardından nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olması nedeniyle Bangladeş bölgesi Doğu Pakistan adıyla Pakistan'a bağlanıyor. Asıl Pakistan ise Batı Pakistan adıyla anılıyor. Hindistan'ın elinde kalan topraklar bu iki Pakistan'ı birbirinden ayırıyor ve bağlantıyı kesiyor.
Doğu Pakistan'ın elinde kalan topraklar İngilizlerin sömürge döneminde özellikle ihmal ettiği topraklar oluyor. Doğu Pakistan ve Batı Pakistan halkı Müslüman olmasına rağmen çok farklı kültürleri bulunuyor. Doğu Pakistan ve Batı Pakistan arasında çatışma başlıyor. Savaşın hemen öncesinde Bangladeşlilerin ülkesine sığınmasını bahane eden Hindistan, Doğu Pakistan'ın yanında savaşa giriyor. Savaş boyut değiştirerek Hindistan ile Pakistan arasında sınır çatışmalarına dönüşüyor. Pakistan uçaklarının Batı Hindistan'ı bombalaması üzerine çatışma açık savaş haline geliyor ve Hindistan ordusu Doğu Pakistan'a giriyor. İki haftalık yoğun mücadele sonucunda Doğu Pakistan'daki Pakistan kuvvetleri Hint kuvvetleri karşısında fazla dayanamıyor ve 90,000'den fazla Pakistanlı asker ve sivil teslim oluyor. Pakistan birliklerinin Hindistan kuvvetlerine teslim olduğu 15 Aralık 1971 günü Bangladeş'in kuruluşu resmen ilan ediliyor. Bu savaş Hindistan-Pakistan Savaşları içinde en çok kayıp verilen savaş oluyor. Bu savaş sonucunda iki ülke arasındaki gerilimi had safhaya ulaşıyor ve iki ülke arasında büyük bir düşmanlık başlıyor.
Bu savaşın ardından Hindistan ve Pakistan, 2 Temmuz 1972 tarihinde Himachal Pradesh’in başkenti Shimla'da, "Simla (Shimla) Anlaşması"nı imzalıyor. Bu antlaşma ile Keşmir'de günümüze kadar gelen "Kontrol Hattı" kuruluyor ve iki ülke arasında meseleyi çözüme kavuşturma niyetlerini beyan ediyor. Ancak Keşmir'in siyasi statüsü, Hindistan ve Pakistan arasında önemli bir anlaşmazlık kaynağı olarak kalıyor. Bazı Keşmirliler ise hem Hindistan'ı hem de Pakistan'ı reddederek bağımsızlık talep ediyor.
1999 Savaşı
1999 yılı Mayıs ile Temmuz ayları arasında iki ordu Keşmir'in Kargil bölgesinde savaşıyor. Bu nedenle bu savaşa Kargil Savaşı adı veriliyor. Savaş sonunda Hindistan Pakistanlılar tarafından bozulan sınırı eski haline getiriliyor.
Günümüzde Pakistan
Pakistan günümüzde bir orta güç olarak biliniyor, dünyanın nükleer güce sahip altıncı büyük ordusuna sahip bulunuyor. Bağımsızlığından bu yana askeri rejimler, siyasi belirsizlik, Hindistan'la çatışmalar ve son olarak Afgan İç savaşı nedeniyle kontrolsüz gelen sığınmacılar, İslam dinini kullanan terör örgütleri Pakistan'ın siyasi tarihini şekillendiriyor. Yoksulluk, düşük okur yazarlık, yolsuzluk ve dinci terör örgütleri ülkenin belli başlı sorunları olarak biliniyor. Pakistan’ın; BM, Şanghay İşbirliği Örgütü, İİT, İngiliz Milletler Topluluğu, Güney Asya Bölgesel İşbirliği Teşkilatı ve Teröre Karşı İslam İttifakı üyeliği bulunuyor.
Günümüzde Keşmir
Bu çatışmalar sonucu Keşmir Bölgesinde Hindistan Hinduların çoğunluğu oluşturduğu Cammu ve en büyük kısım olan Müslüman çoğunluklu Keşmir’in bir bölümünü yönetirken, Pakistan Keşmir’in geri kalanı Azad Keşmir ile Gılgıt-Baltistan bölümünü kontrol ediyor. Pakistan'ın kontrolü altındaki bölgenin bütününe '’Azadi Keşmir'’ bölgesi deniyor. Ayrıca Çin de 1960 yılında ele geçirdiği Aksai Chin olarak adlandırılan Keşmir’in kuzeydoğu bölümünü kontrol ediyor.
Hindistan Hükûmeti 5 Ağustos 2019 tarihinde Müslüman çoğunluklu Cammu Keşmir bölgesinin özel haklarını güvence altına alan Anayasanın 370. maddesini iptal ediyor. Bu özel haklar arasında, kendi anayasasını yapma ve savunma, istihbarat ve dış işleri hariç kendi kanunlarını koyma ayrıcalığı yer alıyor. Hindistan, kontrolü altında tuttuğu Cammu Keşmir eyaletinin özerk statüsünü kaldırdıktan sonra da eyaleti iki ayrı bölgeye ayırıyor. Böylece Cammu Keşmir: Cammu ve Ladakh (Vadi) adlarıyla iki büyük bölgeye ayrılıyor. Cammu Keşmir, Hindistan'da çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu tek eyalet oluyor. Cammu'nun yüzde 30'unu, Keşmir Vadisi'nin ise yüzde 95'ini Müslümanlar oluşturuyor.
Hindistan kontrolündeki Keşmir’in özel statüsünü yok etmek ve Yeni Delhi’den yönetilecek şekilde kenti iki birlik bölgesine ayırmak (Cammu Keşmir, Ladakh) için yapılan bu hamle, Hindistan’a bölgede daha büyük bir kontrol imkânı sağlıyor. Bu karar ayrıca, tüm Hintlilere bölgede arazi ya da mülk satın alma ve memur olma hakkı tanıyor. Ayrıca bu durum, Hindistan’a bölgenin demografisini değiştirebilme imkânı sağlıyor.
Hindistan’ın bu hamlesi ayrıca, Himalaya Eyaleti üzerinde tam hak iddiasında bulunan Pakistan ile uzun süredir devam eden husumeti de artırıyor.
Bu çatışmalar, sömürge zihniyetinin geride bıraktığı bir bakiye olarak gözüküyor. Tıpkı Filistin sorunu gibi, tıpkı Kıbrıs sorunu gibi, tıpkı Lübnan sorunu gibi. Keşmir sorunu da işte böyle bir sorun olarak yer alıyor.
2025 yılı olayları
Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'in Pahalgam bölgesinde silahlı kişilerin 22 Nisan 2025 tarihinde turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybediyor, çok sayıda kişi de yaralanıyor. Saldırıyı Leşker-i Tayyibe örgütünün bir kolu olan Direniş Hareketi üstleniyor. Hindistan ise doğrudan Pakistan’ı sorumlu ilan ediyor.
Saldırıyı düzenleyenlerin "Pakistan'dan geldiği" suçlamasında bulunan Hindistan, "İndus Suları Anlaşması"nı askıya alıyor. Hindistan, Yeni Delhi'de görevli Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmelerini istiyor ve Pakistan vatandaşlarına yönelik vize hizmetlerinin askıya alındığını, daha önce verilen tüm vizelerin iptal edildiğini duyuruyor.
Pakistan ise, suçlamaları reddederek Hindistan'ın İslamabad'daki diplomatik personel sayısına sınırlama getiriyor, "İndus Suları Anlaşması"nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri "savaş nedeni" sayacağını ilan ederek, Hindistan ile her türlü ticareti askıya alıyor ve hava sahasını kapatıyor.
Pakistan’daki radikal dinci terör örgütlerin kökenleri; ABD’nin yeşil kuşak projesi kapsamında Pakistan’da eğitip Afganistan’da SSCB’ye karşı kullandığı dinci terör örgütlerine dayanıyor.
06 Mayıs 2025 Hindistan saldırısı
06 Mayıs 2025 tarihinde Hindistan hükümeti yaptığı açıklamada, Hindistan Silahlı Kuvvetlerinin, "terör altyapısına yönelik Azad Keşmir’de Sindoor Operasyonu’nu başlattıklarını" duyurarak Pakistan kontrolündeki Azad Keşmir'de 9 noktayı vurduklarını ve '’Sindoor Harekatı'’nı başlattıklarını duyuruyor. Açıklamada, hiçbir Pakistan askerî tesisinin hedef alınmadığı belirtiliyor. Hindistan, harekâtın, geçen ay Hindistan yönetimindeki Cammu Keşmir’de sivillere yönelik düzenlenen kanlı saldırıya misilleme olduğunu açıklıyor. Hükümet yetkilileri, saldırıyı "adaletin tecellisi" olarak tanımlıyor.
Yapılan açıklamada toplam 9 noktanın hedef alındığını, saldırıların ölçülü ve tırmandırıcı olmayan nitelikte olduğunu ifade eden Hindistan Silahlı Kuvvetleri, "Hiçbir Pakistan askerî tesisi hedef alınmadı. Hindistan, hedef seçiminde itidal gösterdi" açıklamasını yapıyor.
Bu Hindistan saldırısı üzerine Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif yaptığı açıklamada Pakistan ordusunun "düşmanla nasıl başa çıkılacağını iyi bildiğini" belirterek "Pakistan, Hindistan tarafından dayatılan bu savaş eylemine uygun bir cevap verme hakkına sahiptir ve uygun bir cevap verilmektedir" ifadesini kullanıyor. Pakistan ayrıca Hindistan'ı, Simla Anlaşması'nı askıya almakla tehdit ediyor.
Sindoor Harekâtı
Hindistan'ın yaptığı bu harekât kamuoyuna "Sindoor" adıyla açıklanıyor. Bu adın seçilmesinde sembolik bir anlamı bulunuyor.
Hindu evli kadınların alınlarına ve saçlarına sürdüğü kırmızımsı toz pigmentine Hintçe ''sindoor'' adı veriliyor. Genellikle evliliğin bir sembolü olarak kabul ediliyor. Kadının eşinin hayatta olduğunu ve evli olduğunu gösteriyor. Sindoor, genellikle bir kadının kocası öldükten sonra siliniyor.
Evliliğe kutsallık atfeden bu gelenek, Hindistan’ın pek çok bölgesinde hâlâ yaşatılıyor. Dolayısıyla Hindistan ordusunun saldırıya "Sindoor Harekâtı" adını vermesi, bu kültürel anlamlar üzerinden bir mesaj içeriyor. Harekâta bu adın, saldırıda eşlerini kaybeden kadınlara ithafen verildiği değerlendiriliyor.
Bir değerlendirme
Hindistan, 06 Mayıs 2025 tarihinde Pakistan’ın Azad Keşmir bölgesine füze saldırısı yaparken Pakistan ise karşılık olarak Hindistan’a bağlı Cammu Keşmir bölgesine topçu ateşi ile misillemede bulunarak çatışmanın sınırlı kalmasını istediğini ortaya koyuyor. Basına yansıdığı gibi ne Hindistan Pakistan'a saldırıyor ne de Pakistan Hindistan'a saldırıyor. Her iki taraf da Keşmir bölgesinde kendi konrolü altında olmayan karşı tarafın kontrolünde olan bölgelere füze ve top atışı yapıyor. Yani ortada bir savaş bulunmuyor.
Çatışmanın şimdilik bu noktada kalıp daha fazla tırmanmayacağı değerlendiriliyor.
Asıl sorun
Bütün bu tarihi sorunlara rağmen günümüzdeki bu çatışmaların kökenini ve asıl nedenini başka yerlerde aramak gerekiyor. Bazen tarihi sorunlar güncel asıl sorunları perdelemek için kullanılıyor.
Bunlardan birincisi küresel iklim krizi ve buna bağlı olarak yaşanan su krizi diğeri ise ABD – Çin çatışması oluyor. Günümüzde Hindistan - Pakistan arasında yaşanan gerilimi bu iki asıl sorun çerçevesinde de değerlendirmek gerekiyor.
İndus Suları Anlaşması
Hindistan, üst kıyı devleti olduğu için, teoride Pakistan'ın hak sahibi olduğu ve bağımlı olduğu suya erişimini kısıtlayabilme imkânı bulunuyor.
Dünya Bankası aracılığıyla 1960’ta imzalanan "İndus Suları Anlaşması", Hindistan ve Pakistan arasındaki altı nehir suyunun paylaşımını düzenliyor. Anlaşma; özellikle İndus, Jhelum ve Chenab nehirleri gibi kritik su kaynaklarının kullanımını belirli kurallara bağlıyor. Ancak son gelişmeler, bu tarihi anlaşmanın geleceğini yeniden tartışmaya açıyor. Baglihar Barajı, geçmişte de Pakistan’ın itirazlarına konu oluyor. Keşmir sorununun altında su kaynaklarına hakim olmak yatıyor. Gerek Ganj gerekse de İndus Nehri Hindistan kontrolündeki Cemmu Keşmir'den geçiyor.
Zaten Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'de, 22 Nisan 2025 tarihinde 26 kişini hayatını kaybettiği saldırıda Hindistan'ın ilk tepkisi "İndus Suları Anlaşması"nı askıya almak oluyor. Pakistan ise, "İndus Suları Anlaşması"nın dışına çıkılarak nehirlere yapılacak müdahaleleri "savaş nedeni" sayacağını ilan ediyor.
Çin - Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC)
Pakistan'da halen inşası devam eden 3.000 km'lik bir Çin altyapı ağı projesi bulunuyor: Çin - Pakistan Ekonomik Koridoru. Bu deniz ve kara tabanlı koridor, Çin'in Orta Doğu'dan enerji ithalatının yolunu güvence altına almayı ve kısaltmayı amaçlıyor. Bu proje; savaş durumunda abluka altına alınabilecek ve dolayısıyla Çin'in enerjiye bağımlı ekonomisini tehdit edebilecek Malezya ve Endonezya arasındaki Malakka Boğazı'ndan geçen mevcut yolu ortadan kaldırıyor. Bu proje aynı zamanda; Arap Denizi'ndeki Gwadar'da derin su limanı geliştirmeyi, bu limandan Batı Çin'deki Sincan bölgesine güçlü bir yol ve demir yolu ağı kurmayı, Pakistan'daki elektrik kesintilerini gidermeyi, altyapıyı geliştirmeyi ve ulaşım ağlarını modernize etmeyi ve aynı zamanda ekonomiyi tarıma dayalı bir yapıdan endüstriyel bir yapıya dönüştürmeyi amaçlıyor. Sonuç olarak bu proje; Avrupa ile Çin arasındaki ticareti geliştirecek bir kısayolu amaçlıyor.
STFA’nın Pakistan’da otoyol yapım işi
Aslında bu proje (Çin - Pakistan Ekonomik Koridoru) yeni bir proje olarak gündeme gelmiyor. Bu proje ilk olarak 1990’lı yıllarda gündeme geliyor.
Pakistan Ulaştırma Bakanlığı Ulusal Karayolları İdaresi, Karaçi-Lahor şehirler arası otoyol yapımı için 1992 yılında ihale açıyor. İhaleye konu olan otoyol, 1152 km uzunluğunda, altı şeritli ve yüksek hız yapımına elverişli olarak tasarlanıyor. Bahse konu otoyol, Karaçi ve Gwadar limanları (Hint Okyanusu) ile Çin ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini birbirine bağlayan ticaret koridorunun bir parçası olarak düşünülüyor.
Bu ihaleyi Türkiye’den STFA şirketi kazanıyor. STFA, Indus Karayolunun 334 kilometrelik ilk etabını inşa ediyor. Ancak daha sonra devreye Rusya girerek Rusya’nın baskısıyla bu proje yarım bırakılarak iptal ediliyor. Çünkü bu proje gerçekleşseydi eğer henüz yeni bağımsızlığını kazanmış ancak deniz kıyısı olmayan Orta Asya Türk cumhuriyetlerine bu proje ile Hint Okyanusuna açılma imkânı sunuluyor.
Bu projenin yapılmasını 1990’lı yıllarda Rusya istemiyor, 2025 yılında ise bu projeyi ABD istemiyor.
Hindistan - Pakistan sorunlarının bir diğer nedeni de su kaynakları ile ilgili oluyor. Keşmir sorununun altında su kaynaklarına hâkim olmak yatıyor.
ABD baskısıyla Çin'den ayrılıp Hindistan'a yerleşmek isteyen şirketler
Çin'de üretim yapan, ancak ABD baskısıyla Çin'den ayrılmak isteyen dev şirketler bulunuyor. Bu şirketlerden bir kısmı üretimlerini Hindistan'a taşımak istiyor. Örneğin bu şirketlerden birisi de Apple oluyor. Apple, 2026 yılı sonuna kadar ABD pazarında satışa sunulacak tüm iPhone modellerinin üretimini Hindistan'a taşımaya hazırlanıyor. Şirket bu stratejik hamlesiyle, Çin'e olan üretim bağımlılığını azaltmayı ve ABD'ye ithal edilen ürünler üzerindeki ek vergilerden kaçınmayı hedefliyor.
Burada ilginç olan konu ise şu oluyor: Apple, bu açıklamayı 2025 yılı Nisan ayı başında yapıyor. Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'de meydana gelen ve 26 kişinin öldüğü saldırı ise 22 Nisan 2025 tarihinde yapılıyor.
Türkiye, Pakistan'a T129 ATAK Helikopteri satamıyor
Türkiye ile Pakistan arasında, 2018 yılında, 21.5 milyar Dolar tutarında 30 adet T129 ATAK helikopterinin satışına yönelik anlaşma yapılıyor. Ancak helikopterde ABD motoru kullanıldığı için ABD bu satışa onay vermiyor. İki yıl bekledikten sonra Pakistan sözleşmeyi iptal ediyor. Bu satışın ABD tarafından engellenmesinin ardında sadece CAATSA yaptırımları bulunmuyor. Bu engellemenin ardında, ABD'nin silah dengesi açısından Hindistan'ı gözetmesi bulunuyor.
Görünür ve görünmez ittifaklar
Pakistan’ın arkasında Çin’in, Hindistan’ın arkasında ise başta İngiltere olmak üzere AB, İsrail ve ABD’nin bulunduğunu ve Pakistan Silahlı Kuvvetlerinin ise özellikle Hava Kuvvetlerinde ağırlıklı olarak Çin silahları kullandığını da hatırlatmamız gerekiyor.
Sonuç
Görüldüğü gibi günümüzdeki Pakistan – Hindistan geriliminin temelinde su sorunu ve ABD – Çin ticaret savaşı yatıyor.
Günümüzdeki Pakistan – Hindistan geriliminin nedenini, Keşmir sorunundan uzaklaştırarak böyle okunması gerekiyor. Bazen görünen sorunlar, esas sorunları kamufle etmek için bir perde olarak kullanılıyor.
Arz ederim.
Osman AYDOĞAN