Giordano Bruno (2)
14 Eylül 2020
Dünkü yazımda Giordano Bruno’yu anlatırken araştırmacı yazar Dinçer Yıldız’ın Bruno üzerine yazdığı bir kitaptan da bahsetmiştim: ‘’Giordano Bruno - Yakılan ‘Kafir’in Yaşamı ve Felsefesi’’ (Sun Yayıncılık, İstanbul, 2008)
Bugün bu kitapta geçen Bruno’ya ait küçük ama önemli gördüğüm bir ayrıntıyı anlatmak ve kitabın yazarı Dincer Yıldız'dan da bahsetmek istiyorum…
Ağaca Çıkmak İstiyorum
Bruno’nun çocukluğu manastırda geçer… Manastırda kapıyı kilitlemek yasaktır. Ama kitap okumak daha çok yasaktır. Bruno kilitli kapılar ardında gizli gizli kitap okumaktadır. En yakın arkadaşı onu yakalar ve günah işlediği için ona çok kızar.
Bruno da çocukluk arkadaşına en masum şekilde açıklar; ''Çocukken ağaca çıkardık. Ağaca çıkmak yasaktı. Senin amcan bizi yakalar ve kolumuzdan tuttuğu gibi eve götürürdü. Biz ne yapardık? Yasak olduğu için ilk fırsatta yine ağaca çıkmaya çalışırdık. Sonra düşmüştük. Sen bacağını kırmıştın. Oysa amcan yasaklamak yerine, ağaca nasıl çıkılacağını bize öğretse daha iyi olmaz mıydı? Böylece düşmezdik. Kitapları yasaklamak yerine okumama izin ver. Bilmediğimiz o kadar çok şey var ki… Ağaca çıkıp, özgür ve mutlu olduğumuz günleri hatırla'' der arkadaşına ve ortak eder günahına. (!)
Bruno işkence ile sorgulanırken, gücünün tükendiği bir an; “Ağaca çıkmak istiyorum. Ağaca çıkmak istiyorum.” diye avaz avaz bağırır…
Bu feryattan, bu figandan işkenceci papaz hiçbir şey anlamaz tabii ki…
Günümüze, ülkemize gelecek olursak; bizler de aslında işkence altındaki Bruno gibi acı içinde “Ağaca çıkmak istiyorum! Ağaca çıkmak istiyorum!” diye avaz avaz bağırıyoruz, Edward Munch'un tablosundaki gibi çığlık çığlığa bağırıyoruz...
Koyu bir karanlığa doğru gidiyoruz çünkü…
Film: Giordano Bruno
Giordano Bruno’nun hayatını konu eden, 1973 yılı İtalya ve Fransa ortak yapımı, İtalyan Yönetmen Giuliano Montaldo’nun yönettiği bir film var: Giordano Bruno
İçinde seks ve şiddet barındırmadığı için bu tür filmler bizim ülkemizde ne yazık ki pek gösterime girmez!...
Dinçer Yıldız
Giordano Bruno'yu anlatmak için kitabından alıntılar yaptığım Dinçer Yıldız’ı kısaca anlatmak istiyorum....
Dinçer Yıldız, 1937'de Üsküdar'da doğar. İlkokul ve Ortaokulu Kayseri’de, Liseyi İstanbul'da bitirir… 1956-60 yılları arasında Edebiyat Fakültesi'nde okur. 1965 yılında psikolog bir kadınla evlenip eşiyle birlikte Almanya'ya gider… Almanya’da Anthroposophie dünya görüşü üzerine kurulu pedagoji eğitimi görür. Burada "Musik als heilende Kraft und ich - Mysterium" başlıklı bir tez yazarak pedagog olur.
Kassel kenti yakınlarında yatılı bir eğitim enstitüsünde altı yıl boyunca zeka ve bedence özürlü çocukların sınıf öğretmeni olarak çalışırken bütün öğrenme zorluklarının "ritmik bir problem" olduğunu sezerek buna ilişkin bir terapi yöntemi geliştirir…
Bir enstitüde Herakleitos, Bruno, Goethe, Rudolf Steiner, Nietzsche ve Bergson'un felsefeleri üzerine on yıl boyunca konferanslar verir. Ayrıca bir de filozofik metinler üzerine bir çalışma grubu kurar…
1999'da yurda döner… Ankara'ya yerleşir… Dinçer Yıldız, 2012 yılı 4 Kasım’ı 5 Kasıma bağlayan gece geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda eder…
Dinçer Yıldız’ın, yaşamına ve uğraşısına yön veren ilgi alanları başta felsefe olmak üzere hümanist kültür, arkeoloji ve klasik müziktir.
Dinçer Yıldız’ın eserleri
Dinçer Yıldız; engin kültürüyle, alçakgönüllü kişiliğiyle, kendine özgü dünya görüşüyle ve felsefesiyle ardından çok değerli eserler bırakır… Bu eserler şunlardır:
‘’Herâkleitos ve Logos: Filozofik Şiirler’’ (Belge Yayınları, İstanbul 2000),
‘’Ulusal Müzik ve Musorgski (Sevda-Cenap And Yayınları, Ankara 2001),
‘’Bilincin Işığında Müzik (Yurtrenkleri Yayınevi, Ankara 2004),
‘’Henri Bergson’un Felsefesi: Kozmik bir füg gibi gelişen dünya görüşü’’ (Bağlam Yayınları, istanbul 2006),
‘’Aleksandır Borodin: Yaşamı ve Eserleri’’ (Sun Yayınevi, Ankara 2006),
‘’Doğumunun 100. yılında Ahmed Adnan Saygun’’ (Sun Yayınevi, Ankara 2007),
‘’Giordano Bruno: Yakılan Kâfirin Yaşamı ve Felsefesi’’ (Sun Yayınevi, Ankara 2008),
‘’Müziğin Kehaneti: Claudio Monteverdi’’ (Sun Yayınevi, Ankara 2009),
‘’Goethe’nin Doğa Felsefesi: Şiirler ve Özdeyişler’’ (Almanca-Türkçe) (Sun Yayınevi, Ankara 2010)
‘’Bilinçlenmiş Boş Yazı Kâğıdı ile Diyaloglar’’ (Son çalışmasıdır… Basıma hazırlanırken vefat eder… Ancak kitap henüz basılmamıştır..)
Ülkemizde nice değerler sessiz ve sedasız ürünlerini verir ve giderler kıymeti ve değeri bilinmeden. Saygıyla anıyorum…
Osman AYDOĞAN