Gerçek Mutluluk Üzerine
(Epiktetos’un sözleri)
* Arzularını ve tutkularını ortadan kaldır. Artık senin için hiçbir zalim kalmaz.
* Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.
* Felsefede, politikada, edebiyatta ya da herhangi bir sanatta olağanüstü olan tüm insanlar, melankoliktir.
* Eğer öküzlerle domuzlar konuşabilseydi, yemden başka şey düşünenlerle alay ederlerdi.
* Gerçek mutluluğun karakteri, sürekliliği ve hiçbir engele çarpmamasıdır. Bu iki karakteri olmayan mutluluk gerçek değildir.
* Mümkün olduğu kadar sus yahut zaruri, elzem olan sözleri söyle ve az kelimeyle söyle.
* İnsanları tedirgin eden, olan biten değil, olan bitenle ilgili inandıklarıdır.
* Sessizliği korumak, konuşmaktan daha güven vericidir.
* Kendinin efendisi olmayan hiç kimse özgür değildir.
* Her şeyin iki kulpu vardır. Bunlardan biri o şeyi taşımaya elverişli bir kulptur diğeri elverişsiz. Öyleyse kardeşin sana bir kötülük ederse, onu sana kötülük yaptığı kulptan tutma. Zira bu onu taşımaya elverişli bir kulp değildir. Öbür kulptan, yani kardeşlik kulpundan tut. Bu suretle, onu tahammül edebileceğin, sağlam tarafından tutmuş olursun.
* Yarın bambaşka bir insan olacağım diyorsun. Niye bugünden başlamıyorsun?
* İnsanın hakiki asaleti faziletten gelir, doğuştan değil.
* Mutluluk ile arzu birlikte olamazlar.
* Güneş, ışık ve sıcağından başkalarını faydalandırmak için kendine yalvarılmasını beklemez. Sende güneş gibi ol, beklenilen iyiliği istenilmeden yap.
* Olaylar önemli değildir; onları algılayışımız önemlidir.
* Hepimiz bedenin ölümünden korkuyoruz. Ama ruhun ölümünden korkan kimdir?
* Eğer akıllı biri olsaydın, yalnız kaldığında dinlenmekte olduğunu, rahat yaşadığını, kendi başına bulunmaktan zevk aldığını ve ilahlara özgü davrandığını söylerdin.
* Bana “ben sana zarar verebilirim, tekme atabilirim” dersen bil ki insana değil, eşek ve ata uygun bir özellikle övünüyorsun.
* Sahip olmadığı şeylere üzülmeyen, sahip olduklarına sevinen insan, akıllı bir insandır.
* Kimseyi övmeyen, kimseyi kötülemeyen, kimseden yakınmayan, kimseyi suçlamayan olgun insandır.
* Öfkelenmek ve sızlanmak ahlaka aykırıdır.
* Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi, öğrenmesi imkânsızdır.
* Kader önünde sonunda öyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar. Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimsenin arkasından konuşmaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz. Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz. Önüne çıkan maddi-manevi engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir.
* Gücünü aşan rolü üzerinde alırsan, bu rolü, iyi oynamadığın gibi yapabileceğin rolü de terk etmiş olursun.
* Başkalarına ait bir şeye göz koyup haset ediyorsanız, unutmayınız ki elinizdekini de yitiriyorsunuz demektir.
* Hayatında olup biten şeylerin, dilediğin şekilde olmasını isteme: nasıl oluyorlarsa, öyle olmalarını iste. Böylece her zaman mutlu olursun.
* Bizler spiritüel bir deneyim yaşayan insanlar değiliz. Biz insani deneyim yaşayan spiritüel varlıklarız.
* Gerçek anlamda aydınlanmış kişiler, hiçbir zaman başkalarına öykünmez. Bunun yerine onlar kendilerinin önceki halini aşmaya çalışırlar.
* Başkalarıyla yarışma, kendinle yarış.
* Yaşamındaki sınırlar yalnızca senin belirlediklerindir.
* Zaman en değerli varlığındır ve asla geri dönmez.
Osman AYDOĞAN