• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi24
Bugün Toplam454
Toplam Ziyaret3153962

Buluşmak Üzere…


Buluşmak Üzere…

12 Ağustos 2016

Yaz tatilindeyiz… Kiminiz büyükleriyle, kiminiz küçükleriyle, kiminiz sevdiğiyle ‘’buluşmak üzere’’ yollara düştünüz… Muhtemel ki çoğunluğunuz da denizde, Ege Denizi’ndesinizdir…

‘’Buluşmak üzere’’ öylesine basit bir söz terkibi değil… Ne derin anlamları vardır… ‘’Buluşmak üzere’’ diye kimi zaman yollara çıkarken, bir veda anında söyleriz… Kimi zaman özlemin bitip de kavuşma anına yakın zamanda söyleriz… Kimi zaman bir özlemi, bir hasreti gidermek için söyleriz…

Ve de en çok ‘’buluşmak üzere’’ diye şiirlerde söyleriz…

Şiir, bu özlemde bize ufuklar açar… Şiirdeki anlam da, şiirin bize sunduğu imgeden, hayalden kaynaklanır… Şiir, yaşamın anlamını arar… Şiir, her okunuşunda yeniden doğar… Ve şiir, okuyanın her okuyuşunda ona yeni ve farklı anlamlar yükler…

İşte bugün yaptığım tanıma uygun bir şiir paylaşacağım: Can Yücel'in bir şiiri: ''Buluşmak Üzere'' (Can Yücel, ''Sevgi Duvarı'', Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015)

Mutat olduğu üzere önce açıklama sonra şiiri değil de bu defa önce şiiri veriyorum, sonra ‘’buluşmak üzere’’, pardon sonra da açıklaması... 

Buluşmak Üzere…

Diyelim yağmura tutuldun bir gün 
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek 
Öbür yanda güneş kendi keyfinde 
Ne de olsa yaz yağmuru 
Pırıl pırıl düşüyor damlalar 
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın 
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına 
İşte o evin kapısında bulacaksın beni 

Diyelim için çekti bir sabah vakti 
Erkenceden denize gireyim dedin 
Kulaç attıkça sen 
Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan 
Ege denizi bu efendi deniz 
Seslenmiyor 
Derken bi de dibe dalayım diyorsun 
İçine doğdu belki de 
İşte çil çil koşuşan balıklar 
Lapinalar gümüşler var ya 
Eylim eylim salınan yosunlar 
Onların arasında bulacaksın beni 

Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya 
Çakmak çakmak gözleri 
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı 
Herkes orda sen de ordasın 
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından 
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim 
Özgürlüğe mutluluğa doğru 
Her işin başında sevgi diyor 
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili 
Bi de başını çeviriyorsun ki 
Yanında ben varım 

Görüldüğü gibi şiir üç bölümden oluşur.

Birinci bölümde ‘’aşk’’ anlatılır.. Evinin kadınına olan aşk, yaşanan mutlu bir evlilik ve beraberlik anlatılır:  ''Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın, dar attın kendini karşı evin sundurmasına, işte o evin kapısında bulacaksın beni…''


İkinci bölümde ayrılık ve cennet tasviri vardır: Erkek yaşlanmıştır... Ölümü beklemektedir... Ayrılık vakti gelmiştir... O çok sevdiği kadınından ayrılacaktır artık... Şairin kadınıyla cennette buluşma arzusu vardır. Ama bu cennet gökyüzünde değil, cennet olan Ege Denizinin altındadır: ''Çil çil koşuşan balıklar, lapinalar, gümüşler, eylim eylim salınan yosunlar, onların arasında bulacaksın beni…''

Üçüncü bölümde ise Cumhuriyet değerlerinin ve kazanımlarının savunulduğu meydanlara vurgu yapılarak daha özgür ve mutlu bir dünya için mücadele anlatılır. Bir anlamda bir vasiyet gibidir: ''Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı, herkes orda sen de ordasın, herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından, yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim, özgürlüğe mutluluğa doğru, her işin başında sevgi diyor.'' Belki de bu nedenledir Cumhuriyet değerlerinin ve kazanımlarının savunulduğu meydanları, özellikle Taksim meydanını harab ederler, tarümar ederler, darmadağın ederler, olmadı yasaklarlar. Yine bu nedenle Şairi de mezarında bile rahat bırakmazlar, habire mezarını yıkarlar, tahrip ederler...

İşte bu nedenle yürek çağrısı bir şiirdir Can Baba’nın bu şiiri. İşte bu nedenle yürek burkan bir şiirdir Can Baba’nın bu şiiri. İnsana defalarca ama defalarca, bıkmadan, usanmadan, doymadan okuma arzusu veren bir şiirdir Can Baba'nın bu şiiri.

Şimdi bu şiiri yüreğiniz burkula burkula bir daha bir daha okuyunuz…

Ağustos ayı Can Yücel’in ayı idi. Doğdu 21 Ağustos 1926, göçtü bu dünyadan 12 Ağustos 1999. Oruç Aruoba, Cemal Süreya'nın vefatından sonra, "bir şairin gözleri kapanınca, dünyada görülecek şeyler azalır" demişti... Öyle de oldu, Can Yücel de kapatınca gözlerini bu dünyada görülecek şeyler şimdi çok daha fazla azaldı…

Cicero; ‘’Ölmüşleri yaşatan, yaşayanların bellekleridir’ derdi… Ben de Can Yücel’i vefat yıldönümünde bu şiiri ile anmak istedim…

Ruhu şâd olsun…

Osman AYDOĞAN



Yorumlar - Yorum Yaz