• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi22
Bugün Toplam726
Toplam Ziyaret3154234

Hayâlî


Hayâlî

18 Eylül 2016

Hayâlî, Vardar/Yenice'de doğmuş, doğum tarihi bilinmemekle beraber Edirne Sancakbeyi iken 1557 yılında Edirne’de vefat etmiştir. Mezarı Edirne’de Uzunkaldırım Caddesi üzerinde İki Lüleli Çeşme (Şair Hayâlî Çeşmesi) nin yanındadır. Hayâlî, Türk Divan edebiyatı şairinin mahlasıdır. Asıl Adı Mehmet'tir. “Bekâr Memi” diye anılmıştır. Baki 'den önceki dönemim en güçlü şairi sayılır. Zengin iç dünyasını güçlü imgeler ve kendine özgü söyleyişlerle birleştirmiştir. İnce ve duyarlı bir üsluba sahiptir. ‘’Divan’’ isminde tek yapıtı vardır. Hayâlî mahlasını kullanarak eserler vermiştir. En bilinen şiiri ''Cihân-ârâ cihân içindedür arayı bilmezler'' mısrası ile başlayan şiiridir.

Bu konuda anlatılan bir masal vardır: Balıklar deryada sakin ve sükûnetle yüzerken içlerinden birinin sorması ile şaşırıp kalmışlar. ‘’Su nedir?’’ Soru oldukça basittir. Ama yıllar yılı içinde sürekli yüzüp yüzgeç attıkları suyun hakikatini hiç biri bilemez. Bunun üzere araya araya balıkların pirini bulur ve ona sorarlar; ‘’Ey pirim, üstadımız, bu su nedir, nicedir?’’ diye sorunca balıkların piri hiç düşünmeden “Ben sudan başka bir şey görmüyorum ki onu size anlatayım” diye muammalı, esrarengiz bir cevap verir.

Gelelim şiire: 

Cihân-ârâ cihân îçindedir ârâyı bilmezler 

O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler

(Dünyâyı süsleyen Tanrı dünyânın içindedir, ama insanlar onu aramasını bilmezler.

Tıpkı denizin içinde olup da denizin ne olduğunu bilmeyen balıklar gibi,)

Harâbât ehline dûzah azâbın anma iyi zâhid 

Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler

(Ey ham sofu, meyhanede oturup burayı mesken edinenlere cehennem azabından, çekecekleri cezalardan söz etme.

Bunlar vaktin oğlu oldular, geleceğin sıkıntısını bilmezler.)

Şafak-gûn kan içinde dâğını seyretse âşıklar 

Güneşte zerre görmezler felekte âyı bilmezler

(Âşıklar kıpkızıl kan içindeki yaralarına baka baka 

Güneşi zerre kadar görmezler, Gökyüzünde ay olduğunu bile farketmezler.)

Hamîde kadlerîne rişte-i eşgi takub bunlar 

Atarlar tîr-i maksûdû nendendir yâyı bilmezler

(Bu âşıklar yay gibi iki büklüm olmuş boylarına gözyaşı ipliğini takıp, 

İstek okunu hedeflerine atarlar ama yayın neden yapılmış olduğunu düşünmezler bile.

Hayâlî fakr şâlına çekenler cism-i uryânı 

Anınlâ fahrederler atlas ü dîbâyı bilmezler

(Hayalî! Çıplak vücutlarını yoksulluk şalına saranlar,

Bununla övünürler bunların atlas ve diba gibi değerli kumaşlarda gözleri yoktur.)

Osman AYDOĞAN




Yorumlar - Yorum Yaz