En iyi dostlarına sırtını çevirenler
Paulo Coelho'nun, ''Şeytan ve Genç Kadın'' adlı romanından bir bölüm. (Can yayınları, 2011)
"Yolları oldukça uzunmuş, yokuş yukarı gidiyorlarmış, güneş yakıcıymış, ter içinde kalmışlar, susamışlar. Bir dönemecin ardında harika bir mermer kapı görmüşler; kapı, ortasında bir çeşme bulunan altın döşeli bir meydana açılıyormuş, çeşmeden berrak bir su akıyormuş.
Yolcu kapıdaki bekçiye dönmüş.
- "İyi günler."
- "İyi günler", diye yanıt vermiş bekçi
- "Burası harika bir yer, adı ne?"
- "Burası cennet."
- "Ne iyi, cennete gelmişiz, çünkü çok susadık."
- "İçeri girip dilediğiniz kadar su içebilirsiniz", demiş bekçi ve eliyle çeşmeyi göstermiş.
- "Atımla köpeğim de susadılar."
- "Kusura bakmayın", demiş bekçi.
- "Buraya hayvanlar giremez."
Yolcu çok üzülmüş, çok susamışmış, ama suyu tek başına içmek istemiyormuş. Bekçiye teşekkür edip yoluna devam etmiş. Epeyce bir süre yamaç yukarı gittikten sonra eski görünümlü, küçük bir kapıya varmışlar, kapı iki yanı ağaçlıklı toprak bir yola açılıyormuş. Ağaçlardan birinin altında, şapkasını alnına indirmiş, uyur gibi yatan bir adam varmış.
- "İyi günler", demiş yolcu. Adam başını sallamış.
- "Atım, köpeğim ve ben çok susadık."
- ''Şurada taşların arasında bir pınar var", diyen adam eliyle orayı işaret etmiş.
- "İstediğiniz kadar su içebilirsiniz."
Yolcu, atı ve köpeği pınara gidip susuzluklarını gidermişler. Yolcu bekçiye teşekkür etmiş.
-“İstediğiniz zaman yine gelebilirsiniz", demiş bekçi.
-"Buranın adı ne?"
-"Cennet."
- "Cennet mi? Ama mermer kapıdaki bekçi bana orasının cennet olduğunu söyledi.
-"Orası cennet değil cehennemdi."
Yolcunun aklı karışmış,
- "Sizin adınızı kullanmalarına niye izin veriyorsunuz? Yanlış bilgi vermeleri büyük karışıklığa neden olur!"
- "Hiç de değil. Aslında onlar bize büyük bir iyilikte bulunuyorlar. En iyi dostlarına sırt çevirenlerin hepsi orada kalıyor çünkü."
Osman AYDOĞAN