Gülümseyin, daha çok yaşayın.
Çevresiyle, ailesiyle, arkadaşlarıyla hoşça vakit geçiren, aktif, dışa dönük ve pozitif insanların hastalanma risklerinin daha az olduğunu unutmayın. Yapılan pek çok araştırma, olumlu düşüncenin, yardım duygusunun, sevgi sözcüklerinin ve gülümsemenin yaşamı uzattığını ortaya koyuyor.
GÜLMESİNİ BİLMEYEN DÜKKAN AÇMASIN
Yukarıdaki deyiş, bir Çin atasözüdür. Yaşama gülümseyerek bakabilmek eleştiride kıskanç, övgüde cömert olabilmek, sıktığı her avuca yüreğini bırakabilmek pek zor olmasa gerek. Sevgi dolu, güvenli ve iyi ilişkilerle çevrelenmiş, iltifat ve hoşgörü sözcüklerini daha çok ifade eden, yardıma, güler yüze, olumlu bakışa öncelik veren bir yaşamın sağlığınızı ve yaşamınızı uzatacağını unutmamalısınız.
Sadece kendiniz neşeli ve pozitif olmakla yetinmeyin. Çevrenizde, bulundukları ortamı düzelten ve olumlu ışık saçan gülümseme ustalarını da çoğaltın. Daha mutlu bir hayatın daha uzun bir hayat olduğundan kuşku duymayın ve her gün beyninizde oluşan ortalama yirmi beş-otuz bin düşünceden olabildiğince fazlasının “olumlu, sevimli, güvenli, umutlu düşünceler” olmasına özen gösterin.
ENDİŞELİ ve depresif yapıda olanlarda, beynini gün boyu olumsuz düşüncelerle meşgul edenlerde, fazla stresli, hırçın ve sinirli orta yaşlı insanlarda öldürücü inmeler ve kalp krizinin iki-üç kat daha fazla olduğu bilinmektedir. Harvard Üniversitesi Halk Sağlığı Bölümü’nce yapılan ve Psikosomatik Tıp Dergisi’nin Kasım-Aralık 2001 sayısında yayınlanan sağlık ve mutluluk ilişkisi üzerine yapılan çalışma, bir referans niteliğindedir. Bu çalışma, hayata pozitif yaklaşmanın, olumlu düşüncenin kalp hastalığı riskini azalttığını açık olarak göstermiştir. Araştırmada gülümsemesini bilen ve sorunlara olumlu yaklaşanlarda kötümser ve depresiflere oranla yüzde 44 daha az kalp hastalığı riski belirlenmiştir. Bu araştırma evliliklerinde ve sosyal ilişkilerinde mutlu bireylerin de kalp hastalığından korunma bakımından daha iyi durumda ve avantajlı olduklarını ortaya koymuştur. Aile düzenleri iyi, eşi ve çocuklarına yeterince vakit ayıran, yaşamını bir sevgi denizi haline getirebilmiş insanlar kalp ve damar hastalıklarına daha az yakalanmaktadırlar.
Stroke Dergisi’nde yayınlanan (Şubat 2002) bir makalede depresif ve endişeli orta yaşlı erkeklerde öldürücü felç oluşması ihtimalinin en az üç kat daha fazla olduğu belirtilmektedir. Daha birçok araştırma mutsuzluğun, endişe ve hırçınlık halinin, öfkenin olumsuz düşünce yapısının yaşamı kısaltıcı önemli sağlık sorunlarında rol oynadığını ortaya koymaktadır.
Mutluluğun sağlığımız üzerindeki olumlu etkisinin mekanizması, henüz tam olarak bilinmiyor. En kolay açıklama “olumlu insanların kendilerine daha iyi baktıkları”dır. Eğer mutluysanız daha düzenli beslenir, daha az strese girer, daha iyi uyursunuz. Diyete girmeniz daha kolaydır, egzersiz yapmakta ve sürdürmekte pek zorlanmazsınız.
Size önerilen sağlığınıza ilişkin tüm öğütleri mümkün olduğunca yerine getirir, psikosomatik sorunlarla daha az karşılaşırsınız. Olumlu insanların kötümser insanlara göre daha az alkol tükettiği de bir gerçektir.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu