Derviş ve Tespih
Bir gün yaşlı bir derviş, bir kucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rastlamış... Bozkırın sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları.
"Nereye gidersin? Ne doldurdun kucağına?" diye sormuş derviş. Uzak bir tarlayı işaret etmiş kız. "Sevdiğim çalışıyor orada. Ona elma götürüyorum." "Kaç tane?" diye soruvermiş baba derviş.
Kız şaşkın: "İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?"
Usulca kırıvermiş elindeki tespihi derviş... (Alıntıdır)
Yüce İslam'ı; şekilden şekle sokan, dar kalıplara hapseden, sayılara indirgeyen, “erkân”a uymayıp “ekran”a itibar eden, mabetten medyaya transfer olarak bir “pop-star”a dönüşen, İslamiyet’le, dinle hiç alakası olmayan ipe sapa gelmez soru ve cevaplarla ümmet-i Muhammedi meşgul eden ağlak medyatik sözde din alimleri acep hikâyede geçen bu köylü kızı kadar bir bilince sahip midirler?
Gerçekten merak ediyorum!
Osman AYDOĞAN