• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi15
Bugün Toplam492
Toplam Ziyaret3154000

Fidel de gitti…

Fidel de gitti…

Asıl adı Fidel Alejandro Castro Ruz’dur.  (13 Ağustos 1926  - 25 Kasım 2016). O Küba Devrimi'nin önderiydi, o bir devrimin portresiydi, o Atatürk gibi, Che gibi, Gandi gibi, Mandela gibi modern çağ kahramanlarının yaşayan son temsilcisiydi...

Fidel Latincede ‘’umut’’ demekti... O sadece Küba’nın değil aynı zamanda da Üçüncü Dünyanın da umuduydu… O Üçüncü Dünya ülkelerinin emperyalist ülkelere karşı temsilcisiydi, sözcüsüydü…

1927'de Mayari'de doğar, 1952'de Batista'ya karşı mücadeleye girişir. Bunun üzerine hapsedilir. (1953-1955) ve ardından da sürgüne gönderilir. 1956'da Küba'ya dönerek mücadeleye başlar ve 1959'da iktidarı ele geçirir. Önce başbakan (1959), sonra da devlet başkanı (1976) olur. Asıl mesleği de avukatlıktır.

Ülkesinde iktidara geçince; ABD'de binde 12, Türkiye’de binde 80 olan çocuk ölüm oranlarını ülkesinde binde 6'ya kadar düşürür, okuma yazma oranı %100’e çıkarır, zorunlu eğitimi dokuzuncu sınıfa kadar yükseltir, oy verme yaşını 16, sendikalaşma oranını yüzde 95'e çıkarır. Küba’da yaşayan herkes sağlık ve eğitim hizmetlerinden ücretsiz yararlanır. Her ailenin gıda karnesi ve sağlıklı beslenme hakkı anayasal güvence altındadır. Her aileye, aile büyüklüğüne göre konut tahsis edilir. (Yani sokaklarda kimse yaşamaz!)

Küba Latin Amerika ve 3. Dünya ülkelerine binlerce doktor gönderen ve bu ülkelerden 17.000 tıp öğrencisine ülkesinde ücretsiz eğitim veren tek ülkedir. Her 100-120 aileye bir doktor düşer, işsizliğin olmadığı dünyadaki tek ülkedir Küba,..

Şu sözler Fidel Castro’nun unutulmaz sözleridir:

“Sivillere karşı asla asker ve polis kullanmadık. Hiçbir zaman ne Avrupa’dan gelen resimlerde sık sık gördüğümüz gibi insanlara basınçlı su sıkan yangın arabamız ne de uzay yolculuğuna çıkacakmış gibi maskeli polisimiz oldu. Devrimi devam ettiren ve ona güç veren halkın inanç birliğidir.”

"Tek silahımız bilincimizdir."

‘’Bir katilin, bir hırsızın başbakan olduğu bir cumhuriyette, dürüst kişilerin yerinin ya mezar, ya cezaevi olduğunu anlayabilmek zor bir şey olmasa gerek.’’

‘’Beni suçlayabilirsiniz, sorun değil. Tarih beni aklayacaktır.’’

‘’Eğer büyük kitleleri ikna edebilmişse, fikirler silahlara ihtiyaç duymaz.’’

‘’Devrim hareketine 82 kişiyle başladım. Eğer bunu tekrar yapmak zorunda kalsaydım yanıma 10 ya da 15 sadık insan alırdım. Eğer sadıksanız ve hareket planınız varsa ne kadar küçük olduğunuzun hiçbir önemi yoktur.’’

"Dilenciye verilen bir ekmek yardım severlik değildir. Asıl yardımseverlik siz de dilenci kadar açken onunla paylaşılan ekmektir."

‘’Bizler çoğu kez insan hakları üzerine konuşuyoruz. Ama aynı zamanda insanların hakları üzerine de konuşmalıyız. Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorunda? Diğerleri 70 yıl yaşasın diye neden bazı insanlar 35 yıl yaşamak zorunda? Diğerleri müthiş derecede zengin olsun diye neden bazıları berbat bir şekilde yoksul olmak zorunda? Ben, bir parça ekmeğe bile sahip olamayan dünya çocuklarının adına konuşuyorum.’’

"Dünyada yeteri kadar ışık olması gerektiği kadar belli bir derecede şeref ve haysiyet de olmalıdır. Arsızların sayıları çoğaldığı zaman kendi içlerinde birçok insanın şerefini taşıyabilen insanlar daima olacaktır. Bu insanlar, özgürlüğü, yani insan haysiyetini çalanlara güçle karşı koyan kişilerdir. O adamların içinde binlerce insan vardır. Bütün insanlık vardır, insanlık onuru vardır." 

"Küreselleşme; yukarı yarım kürenin aşağı yarım küreyi ezmesidir."

''Gelmiş geçmiş en büyük ahlaksızlık emperyalizm ve kapitalizmdir.''

"Onurunuzla ölürken, kimseye ihtiyacınız yoktur."

"Biz yenilirsek kalkar yine deneriz, diktatör yenilirse sonları olur."

‘’Biz diğer ülkelere doktor göndeririz, asker değil.'’

“Daha önce de söylediğim gibi, en zengin ve en güçlülerin cephanelerinde bulunan silahlar; hasta, yoksul ve aç insanları öldürebilir. Fakat cehaleti, hastalıkları, sefaleti ve açlığı öldüremez.”

"Entelektüellerin, şu anda yaşadığımız ve cevabı ertelenemeyecek olan tehlikeyi anlamalarını sağlayabilirsek, belki onlar, herkesten daha fazla yeteneksiz ve yetersiz olan biz politikacıları ikna etmeyi başarabilirler."

Bir 1 Mayıs günü devrim meydanında konuşmasını şöyle tamamlar: ''Silahlar ne kadar gelişmiş ve güçlü olursa olsun, düşüncelerin silahlardan daha değerli olduğuna dair derin inancımızla direniyoruz, Che'nin bize veda ederken dediği gibi 'Hasta la victoria siempre’ (zafere kadar, daima), 'venceremos' (kazanacağız), 'Patria o muerte!’ (ya vatan ya ölüm!) ”

Gerçek bir Mustafa Kemal Atatürk hayranıdır Fidel Castro. Atatürk ve devrimleri hakkında şunları söyler Fidel Castro:

"Devrimci Kemal Atatürk, bizim esin kaynağımız oldu. O, 1919'da Anadolu’dan emperyalistleri atmak için, Bandırma gemisiyle Samsun’a çıktı. Büyük bir zafer kazandı. Biz de tam 40 yıl sonra, ülkemizden faşistleri kovmak için Granma gemisiyle Havana’ya çıktık. Biz de zaferle kucaklaştık. Ben de devrim gerçekleştirdim ama Atatürk’ün yaptıklarını yapamazdım. O’na ve devrimlerine hayranım. Kendinize başka bir önder aramayın."

Yıl 1959... Fidel Castro 1959'da yaptığı bir konuşmada Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün '’Yurtta sulh dünyada sulh'’ sözlerini sarf eder ve ardından Havana'ya Atatürk'ün büstünü diktirir...

1994 yılında verdiği bir röportajda günümüzü görerek PKK’nın kullanılma amacını da açıklar: “Türkiye’deki olayları yakından izliyorum. Umarım ve dilerim ki, sizin oradaki Kürt hareketi, yankee’nin (ABD’nin) petrol bekçisi olmaz.” Bugün ABD Irak’ta, Suriye’de ne arıyor zannediyorsunuz ki!

‘’Fidel’’ Latincede ‘’umut’’ demekti…

Fidel de gitti…

Artık bu dünyada umut da kalmadı gerçek anlamda bir lider de kalmadı…

Der dururdu zaten gitmeden Yaşar Kemal: “O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler.  Demirin tuncuna, insanın p...... kaldık.”

Karşısındaki kıtada Trump’u görünce dayanamadı zaten…

Osman AYDOĞAN


Yorumlar - Yorum Yaz