• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi24
Bugün Toplam454
Toplam Ziyaret3153962

Kul Nesimî


Kul Nesimî

24 Aralık 2016

Türk halk edebiyatında iki Nesimî vardır. (*) Genellikle bu iki Nesimî birbirine karıştırılır. Bunlardan birisi  14. yüzyılda Bağdat'ta doğmuş, Halep'te derisi yüzülerek öldürülmüş olan tasavvuf şairi Seyyid Nesimî'dir. 

Diğeri ise 17. yüzyılda yaşadığı sanılan ve yaşamı pek bilinmeyen Kul Nesimî’dir. Asıl adı Ali’dir. Mahlasını bahsettiğim tasavvuf şairi Seyyid Nesîmî'ye olan sevgisi dolayısıyla aldığı tahmin edilmektedir. Nerede yaşadığı konusunda yeterli ve kesin bilgiler yoktur. Saz elde, keçe külah başında, dere tepe, köy kasaba dolaştığı tahmin edilen bir derviştir Kul Nesimî…

Kul Nesimî’yi ve şiirlerini anlatan günümüzdeki tek eser Cahit Öztelli'nin ‘’Kul Nesimî’’ (Demos Yayınları, 2012) isimli eseridir.

Kul Nesimî bir şiirinde tasavvuf şairi Seyyid Nesîmî'nin ölüm yılını ve tuttuğu yolu söylemek ister. Buna göre, Seyyid Nesîmî'nin ölüm yılına 264 katınca 1668 bulunur. Yani 17. yüzyılda yaşamıştır.

‘’İkiyiz altmış dört yıldan sonra 

Bu nazmile bunu ettim ben izhar.’’

Kul Nesimî'nin asıl adının ‘’Ali’’ olduğunu söylemiştim. Bunu şu şiirinden biliyoruz:

‘’Mahlasım Nesimî, ismim Ali'dir

Bu çarh dönmektedir, sanmam halidir
Şükür kalbim iman ile doludur
Cürm'i isyanımız bileden beri.’’

Kul Nesimî bir şiirinde Yunus Emre'nin izleyicilerinden Hacım Sultan'a bağlı Sait Emre'nin soyundan geldiğini bildirir:

‘’Şükür Hakk'a iyd oldu

Katarımız mezid oldu
Ceddim Said Emre'dir
Nesli de Said oldu.’’

Kul Nesimî’nin günümüzde en bilinen ve bestelenmiş üç şiiri vardır… Birisi ‘’Minnet Eylemem’’ şiiri, diğeri ‘’Sorma Be Birader Mezhebimizi’’ şiiri ve sonuncusu da ‘’Ben Melâmet Hırkasını’’ isimli şiirleridir… Bu şiirlerin ilkini şimdi diğerlerini de yazımın sonunda veriyorum…

Minnet Eylemem

Hâr içinde biten gonca güle minnet eylemem

Arabi Farisi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-i müstakim üzre gözetirim Rahîm’i
iblisin talim ettiği yola minnet eylemem.

Bir acaip derde düştüm herkes gider kârına

Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Huda’dır kula minnet eylemem.

Oy Nesimî, can Nesimî ol Ganî mihmân iken

Yarın şefaatlerim Ahmed-i Muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol Ganî settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem.

Şiirin anlaşılır olması için genç arkadaşlarıma bir küçük açıklama yapmam gerekiyor:

Sırat-i müstakim: Doğru yol, dosdoğru yol.

Hâr: Diken.
Rahîm: Kur'an'da geçen Allah'ın 99 adından biridir. Bağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere âhirette merhamet eden, onları koruyan, onlara acıyan demektir.
Ganî: Kur'an'da geçen Allah'ın 99 adından biridir, çok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan demektir.
Mihmân: Gönül misafiri.
Ahmed-i Muhtar: Hz. Muhammed’in isimlerinden birisidir.
Settar: Allah'ın isimlerinden olup "ayıpları örten" anlamındadır.

Kul Nesimî'nin yaşadığı 17. yüzyıldan bugüne dört yüzyıl geçti. O günden bu güne bu coğrafyada yaşayanlar, yaşananlar hiç değişmedi. Kul Nesimî'nin söylediği gibi yine o hale geldiler ki bu coğrafyada yaşayanlar; dile ve dine minneti olanların arasında kahroldular… İblisin talim ettiği yollarda iblislerden dar oldular… Kula minnetli harislerden har oldular… Yeryüzü halifesi hünkâra tabilerden düçar oldular… Rahimi, hüdayı, settarı, rezzakı dilde sakız, gönülde nakıs edenlerden bizar oldular...

Bu coğrafya ve İslam dünyası bu hâldedir çünkü kendilerine doğru yolu gösteren kendi insanlarını anlayamamışlardır. Eğer anlasaydı bu dünyanın insanları gerçek dinlerini ve anlasalardı Kul Nesimi’yi, Seyyid Nesimî’yi, Yunus Emre’yi, Mevlânâ’yı, Şems-i Tebrizi’yi, Hayyam’ı, Şirazlı Şadi’yi, Hafız’ı, İbni Sina’yı, İbni Rüşd’ü, İbni Haldun’u, Hallac-ı Mansur’u, Cüneyd-i Bağdadî’yi, Beyazıt-i Bistami’yi, Firdevsî’yi, Ali Şir Nevai’yi, Babürşah’ı, Şehriyar’ı, Bahtiyar Vahapzade’yi, Ahmet Yesevi’yi, Hacı Bektaşi Veli’yi, Muhyiddin İbn-i Arabî’yi, İmam-ı Rabbanî’yi, İmam Azam Ebu Hanife’yi ve hatta hatta yüzeysel değil de tam derinliği ile İmam-ı Gazalî’yi anlasalardı ve Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü bilselerdi ve anlasalardı bu hâle düşmezlerdi, iblisin talim ettiği yollarda iblislerden dar olmazlardı, kula minnetli harislerden har olmazlardı, yeryüzü halifesi hünkâra tabilerden düçar olmazlardı, rahimi, hüdayı, settarı, rezzakı dilde sakız, gönülde nakıs edenlerden bizar olmazlardı…


Bir acaip derde düştük herkes gitmektedir kârına... Bugün bulup bugün yiyoruz, Hak kerimdir yarına...

Osman AYDOĞAN

Kul Nesimî'nin ‘’Minnet Eylemem’’ isimli şiirini değişik sanatçılar yorumluyor… Hepsini dinlemenizi isterim!... Hapsi ayrı ayrı güzel:

Selda Bağcan: Minnet Eylemem
https://www.youtube.com/watch?v=F_n9NVKRlS8

Emre Sertkaya: Minnet Eylemem
https://www.youtube.com/watch?v=7PIgzDTfJgo

Serhat Durmuş:  Minnet Eylemem
https://www.youtube.com/watch?v=IY3tC92NppQ

Burcu Güneş - Minnet Eylemem
https://www.youtube.com/watch?v=D_NJGyW4YH4

Ahmet Aslan: Minnet Eylemem
https://www.youtube.com/watch?v=uqROdKnNfQk

Ben Melâmet Hırkasını

Ben melâmet hırkasını kendim geydim eğnime

Âr-ü nâmus şişesini taşa çaldım kime ne

Gâh çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi

Gâh inerim yeryüzüne seyreder âlem beni

Gâh giderim medreseye ders okurum Hak için

Gâh giderim meyhaneye dem çekerim ışk için

Sofular haram demişler ışkımın şarabına

Ben doldurur ben içerim günah benim kime ne

Sofular secde ederler mescidin mihrabına

Benim ol dost eşiğidir secdegâhım kime ne

Nesîmî’ye sordular kim yârin ile hoş musun?

Hoş olam yâ olmayayım ol yâr benim kime ne

Sorma Be Birader Mezhebimizi

Sorma be birader mezhebimizi

Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır
Çağırma meclis-i riyâya (ikiyüzlü) bizi
Biz şerbet içmeyiz dolumuz vardır

Biz müftü bilmeyiz fetva bilmeyiz

Kıyl-ü kal (çiğ laf /boşboğazlık) bilmeyiz ifta (fetva verme) bilmeyiz
Hakikat bahsinde hata bilmeyiz
Şah-ı Merdan gibi ulumuz vardır

Nesîmî esrârı fâs etme (gizini açıklama) sakın

Ne bilsin ham ervah (ham ruhlar) likasın Hakk’ın
Hakk’ı bilmeyene Hak olmaz yakın
Bizim hak katında elimiz ( yerimiz, yurdumuz) vardır.

(*) Türk halk ozanları içinde bir başka Nesîmî daha vardır ki onu bu gruba dâhil etmedim:  Nesîmî Çimen… Bu halk ozanımızı, Seyyid Nesîmî’nin diri diri derisini yüzen Halep Müftüsünün devamı ortaçağdan kalma karanlık bir güruh, 02 Temmuz 1993 günü Sivas'ta, Madımak Oteli'nde 35 insanımız ile beraber diri diri yakarak katletmişlerdi. 


Yorumlar - Yorum Yaz