Bir gariptir bizim Müslümanımız...
Osman AYDOĞAN, 18 Nisan 2013
Başbakan, Ankara Arena Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen Kutlu Doğum etkinliğinde bir konuşma yapıyor. Başbakan PKK ile yaptığı görüşmeleri kamufle için kullandığı sözde barış sürecini destek için Kevser Suresini kullanıyor. Ve diyor ki Başbakan: ''Kevser Suresi ırkçılığın kesin reddidir. Kevser Suresi asabiyetin reddidir. Her gün namazlarımızda okuduğumuz Kevser Suresi soy üstünlüğü iddia edenlere, asalet taslayanlara, kendisini diğerinden üstün görenlere Rabbimizin verdiği kesin ihtardır.''
Şimdi bunlar kendilerinin herkesten kesinlikle daha iyi Müslüman olduklarını her halleriyle ima ederler, söylerler ya. Çocukluğunda kısa bir süre de olsa Kuran kursuna gidenler, annelerinden, babalarından, dedelerinden, ninelerinden azıcık dini bir bilgi alanlar Kuran’ın en kısa suresi olan ve üç ayetten oluşan Kevser Suresini ezbere bilirler: ’’İnnâ a’taynâ kel-kevser. Fesalli lirabbike venhar. İnne şânieke hüvel ebter.’’
Kevser Suresinin anlamı: ‘’Biz sana bol nimet verdik: O halde (yalnız) Rabbine ibadet et ve (yalnız O'nun adına) kurban kes. Şu gerçek ki, senden nefret eden, (her türlü iyilik ve güzellikten) kesilmektedir!’’
Kevser suresi, Mekke döneminde ve peygamberliğin ilk yıllarında indirilmiştir. Adını, ilk ayetin sonunda yer alan ve genel olarak “çok hayır” anlamına gelen “kevser” kelimesinden alır.
Hz. Muhammed (S.A.)’in zor durumda kaldığı ve üzüntülü olduğu bir zamanda inen bu surede, ona kevser (çok hayır ve nimet) verildiği müjdelenir. Bunun için ondan, Rabbine yönelmesi istenir. Hz. Peygamber’e kin tutan İslâm düşmanları kınanır. Böylece Hz. Peygamber’e ve onun şahsında bütün müminlere düşman olanların geleceklerinin olmadığı belirtilir.
Kevser suresinin inişine sebep olan olay şudur: Hz. Muhammed (S.A.)’in, Hz. Hatice’den Kasım adında bir çocuğu olur ancak henüz bebekken ölür. O dönemde Araplar erkek çocuklarına aşırı değer verirlerdi. Hz. Muhammed (S.A.)’in dünyada erkek çocuğunun kalmadığını gören müşrikler, Hz. Peygamber’e ebter (soyu kesik) diyerek hakaret ederler. Bu sözler Peygamberimizi çok üzer. Yüce Allah onun geleceğe umut ve güvenle bakmasını sağlamak üzere bu sureyi indirir.
Bu ayette yer alan “kevser” kelimesi, “pek çok iyilik ve hayır” anlamına gelir. Kevser, aynı zamanda cennette bir nehrin veya havuzun ismidir. Kevser, Hz. Muhammed (S.A.)’e verilen peygamberlik şerefidir. Çünkü peygamberlik, hem dünya hem de ahiret mutluluğunu sağlayan büyük bir hayırdır. Kevser, Peygamberimizin soyunun ve ümmetinin çokluğudur. Çünkü Peygamberimizin soyu kesilmemiş, tam aksine kızı Hz. Fatıma’dan hayırlı bir nesil çoğalarak devam etmiştir.
3’üncü ayette, Peygamber’e kin tutan kimsenin, her türlü iyilik ve güzellikten kesileceği haber verilir. Peygamber’e ve hak dine kin duyan kim olursa olsun, onun arkası kesilir, nesli nesebi kalmaz, adı ve sanı unutulur.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin PKK görüşmeleri ile Kevser Suresi’nin ne ilgisi var? Yoksa PKK ile yapılan pazarlıklar Hz. Muhammed (S.A.)’e düşmanlık edenlere karşı Hz. Peygamber'e müjde olarak indirilen Kevser Suresi ile meşrulaştırmaya mı çalışılıyor?
Şimdi Başbakan’ın sözünü tekrar okuyun: ''Kevser Suresi ırkçılığın kesin reddidir. Kevser Suresi asabiyetin reddidir. Her gün namazlarımızda okuduğumuz Kevser Suresi soy üstünlüğü iddia edenlere, asalet taslayanlara, kendisini diğerinden üstün görenlere Rabbimizin verdiği kesin ihtardır.''
Kevser Suresi’nin neresinde asabiyetin reddi? Kevser Suresi’nin neresinde soy üstünlüğünün reddi? Tam tersi Kevser Suresi soyun devamına vurgu yapar.
Şimdi gelin de Giordano Bruno’yu hatırlamayın. Ne demişti bu yakılan kâfir (!); "Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlar."
Bir gariptir bizim Müslümanımız.
***
Sevan Nişanyan adında Ermeni kökenli bir yazar yaşar Türkiye’de… Türkiye Müslümanları, Ömer Hayyam’ın “Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun cennet-i alâ meyhane midir?” şeklindeki dizelerini bir sosyal paylaşım sitesinde paylaşan Fazıl Say’a köpürürler, ona dava açarlar ve hapis cezası verirler de Sevan Nişanyan’ın, Hz. Muhammed’i (S.A) (haşa) “Allah’la kontakt kurduğunu iddia edip bundan siyasi, mali ve cinsel menfaat temin etmiş bir Arap lideri” olarak tanımlamasından… “Neymiş? Allah diye biri varmış, canı sıkıldıkça kitap yazarmış ama artık yazmamaya karar vermiş, pırpır kanatlı ulaklarla bir takım hazretlere mesaj iletirmiş, o hazretlere dil uzatan maazallah çarpılırmış…” satırlarından niçin hiç rahatsızlık duymazlar?
Niçin bu yazar hakkında Fazıl Say’a açtıkları gibi '’halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak'' gerekçesiyle bir dava falan açmazlar.
Sevenyan’ın sözlerinden hangi Müslüman rencide olmaz? Bu yazar müsveddesi hakkında neden yetkili Müslümanlar rahatsız olmaz? Yoksa bu yazar müsveddesi “Cumhuriyet”i “diktatörlük”, Atatürk’ü “faşist” ilan ettiği için midir? Fazıl Say da bu ve benzeri müsveddeler gibi Cumhuriyet’e, Atatürk’e, Türk milletine, ordusuna küfretseydi Fazıl Say’a dava açarlar mıydı?
Bir gariptir bizim Müslümanımız.
***
21’inci yüzyıldaki İslam dünyasına yapılan ABD öncülüğündeki modern Haçlı seferlerine en büyük desteği kendi hükümeti verir sesi çıkmaz. (‘’Haçlı seferi’’ tabiri bana ait değil, bu tabiri bizzat Üçüncü Haçlı Seferi Kumandanı Richard the Lionheart, pardon Onuncu Haçlı Seferi Kumandanı George Bush söyledi.)
Müslüman Irak parçalanırken, masum Iraklı Müslümanların başına bombalar yağarken, Iraklı Müslüman kadınlar tecavüze uğrarken en büyük desteği kendi hükümeti verir gıkı çıkmaz.
Haçlı Ordusunun askerleri ülkelerine sağ salim dönsün diye başbakanı dua okur, o da amin der.
İsrail’in baş düşmanı ve Filistin’in en büyük destekçisi Saddam’lı Irak, Kaddafi’li Libya, Esad’lı Suriye kendi hükümetinin desteği ile ABD tarafından yıkılır, binlerce Müslüman katledilir haberi bile olmaz.
Muhtemel İran Haçlı Seferi için Malatya’ya ABD radarı kurulur, bu radarı ve İran’ı vuracak ABD uçaklarının kalkacağı İncirlik ABD üssünü korusun diye kendi parasıyla Patriot füzeleri yerleştirilir ruhu duymaz.
Bir gariptir bizim Müslümanımız…
***
Kendi Başbakan’ı İsrail’den ‘’Yahudi Üstün Cesaret Madalyası’’nı alan tek Müslüman devlet adamı olur, onu ‘’one minute’’ dedi diye alkışlar…
Hocaefendi dediği adam 21’inci yüzyıldaki İslam dünyasına yapılan Haçlı seferlerinin öncüsü ve tüm Müslümanları sömüren ABD’nin kucağında oturur, anlamaz…
Dinimiz adil adam olmayı öğütler, onlar akil adamların peşinden koşar…
Ülkesinde kendi askerleri uyduruk belgelerle ve hukuksuz bir şekilde hapsedilir, gözlerini kapar, onların feryatlarına kulaklarını tıkar…
Ülkesindeki onca yolsuzluğa üç maymunu oynar…
Tüm bunlar olurken bir piyanist Ömer Hayyam’ın “Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun cennet-i alâ meyhane midir?” şeklindeki dizelerini bir sosyal paylaşım sitesinde paylaştı diye rencide olur, kıyameti koparır, ona dava açar, ona hapis cezası verir…
Dedim ya bir gariptir bizim Müslümanımız…
Osman AYDOĞAN