• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aşka Dair
Kitaplar
Hikayeler
Kendime Düşünceler
Fotoğraflar
Videolar
İletişim
Site Haritası
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi11
Bugün Toplam474
Toplam Ziyaret3368755

Brooklyn by the sea


Brooklyn by the sea

28 Temmuz 2019


''Tarih notları''na bir gün ara verip hafta sonu vesilesi ile bugün size güzel bir müzik ziyafeti sunmak, bir şarkı dinletmek ve kulaklarınızın pasını açmak istiyorum: Brooklyn by the sea

Ama müzikten önce kısa bir bilgi:

Brooklyn New York’un Amerikan dizi ve filminde genellikle küçümsenen bir Yahudi semtidir.  Benzetmek gibi olursa Manhattan; New York’un İstiklal’i, Bağdat Caddesi ise Brooklyn de Fatih'in Çarşamba’sıdır, Bağcılar’ıdır.  

Mortimer Shuman (Mort Shuman diye bilinir) (1936 - 1991) ise işte bu Brooklyn mahallesinin Polonyalı Yahudi bir ailenin çocuğu olan şarkıcı, piyanist ve söz yazarıdır. Mort Shuman 1960'lı yıllarda tutulan başta "Viva Las Vegas" şarkısı olmak üzere ‘’rock and roll’’ parçalarıyla ünlenir. Shuman’ın yolu Elvis Presley’e kadar ulaşır ve Kral’a birçok iddialı şarkı hazırlar. Shuman, ABD’den önce Londra’ya, ardından Paris’e gider. Fransızca şarkı sözleri yazar ve bazı bestelerini kendisi de Fransızca seslendirir. ‘’Le Lac Majeur'', ‘’Allo Papa Tango Charlie’’, ‘’Sha Mi Sha’’ ve ‘’Un Eté de Porcelaine’’ bu şarkılardandır. Ajda Pekkan’ın ilk Fransızca plağının (Babylone/Viens Pleur Dans Moncoeur) bestecisi de Shuman’dır.

Shuman’ın kendi söylediklerinden 1973 tarihli ‘’Brooklyn By The Sea’’ adlı şarkısı çok satıp kısa sürede hit olur. Bu şarkı, önce Shuman’ın ‘’Amerika’’ adlı solo albümünde yer alır, ardından da 45’lik (B yüzü: L’Impermeable Anglais) halinde çıkar. ‘’Brooklyn by the sea'' ise benim en en en en çok sevdiğim şarkılardan birisidir.

Yıllar yıllaaaar öncesiydi. New York da iken programı yapan Amerikalı arkadaşıma Brooklyn Köprüsüne gidip orada sahilde bu şarkıyı dinlemek istediğimi söylediğimde çok ama çok şaşırmıştı. Söz vermişti, hatta beraber gidecektik ama yoğun programdan bir türlü fırsat bulup da Brooklyn sahiline gidip de bu şarkıyı orada dinleyememiştim. Kısmet işte, o zaman bu şarkıyı Brooklyn'de dinleyememiştim ama kızım, geçen sene başında (2018) New York'da iken bu şarkıyı çok sevdiğimi bildiğinden Brooklyn Köprüsü ayağına gidip görüntüsüyle beraber bu şarkıyı cep telefonu ile kaydedip bana göndermişti.

Mort Shuman, ’’Brooklyn by the Sea’’ şarkısını dinlerken sanki bizden bir ses, bizden bir müzik gibi dinlersiniz. Sanki dinlediğiniz ses Neşat Ertaş'tır, Belkis Akkale'dir. Sanki dinlediğiniz müzik Selda'nın müziğidir, Selda'nın sesidir. Çünkü bu şarkı biraz Ortadoğu, bir tutam da Akdeniz kokar. İşte bu nedenle sizi alır alır bir yerlere götürür bu şarkı, ama en çok da gençliğinize götürür ve sizi orada tek başına yapayalnız bırakıp gelir. Ve orada kalmak için siz de çırpın çırpın çırpınırsınız ve Mort Shuman’ın o çığlık çığlığa sesi sanırsınız ki hatıralarınıza daldığınız gençliğinizden dönmek istemeyen sizin sesinizdir, sizin çığlığınızdır.

Her şeyde olduğu gibi bu şarkı da bizde biraz geç tanınır ancak çok sevilir, Serkan ‘'Bırakın Bizleri'’ adıyla aranjmanını yapar. Ancak bu şarkının mutlaka dinlenilmesi gereken bizde yapılan bir başka yorumu daha vardır:

1952 doğumlu Fransız şarkıcı Anne-Marie David, müzik hayatına 1972'de ‘’Jesus Christ Superstar’’ oyununda ‘’Mary Magdelena’’ (*) rolü ile parlamaya başlar. Bu oyun 1972'nin Haziran ayında Olympia'da icra edilir. Lüksemburg tarafından gelen Eurovision teklifini kabul eden Anne-Marie David, 1973 yılında da Eurovision birincisi olur.


Sanatçı bir Avrupa turnesinden sonra 1974 yılında Türkiye'ye gelir. Burada "Neşeli Gençleriz Biz / İnanma" ve "Hayat ve Ben / Sil Baştan" 45’liklerini yayınlar. Özellikle Çiğdem Talu'nun sözlerini yazdığı ve Anne-Marie David'in farklı Türkçesi ile seslendirdiği ‘’Neşeli Gençleriz Biz’’ büyük ilgi görür. Sanatçı Müjdat Gezen'in oynadığı ‘’Pembe Panter’’ adlı filmde de "Hayat ve Ben" şarkısını seslendirir ve filmde de küçük bir rol alır. Bir de Türkçe bir albüm çıkarır. Sanatçı 1974 ve 1975 tarihlerinde de o zamanki Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından ödüllendirilir.

İşte Anne Marie David'in bu Türkiye serüveni esnasında 1976 yılında Türkiye'de bir 33'lük plak doldurur. Ve bu plakta da Mort Shuman’ın ’’Brooklyn by the Sea’’ şarkısı yer alır.

Ayrıca Paul Mauriat orkestrası da bu şarkıyı seslendirir. Bu şarkı Paul Mauret orkestrasının ''Forever andever'' albümünde yer alır.

Shuman, meslek hayatının son yıllarında ''Sorrow’'' şarkısıyla daha fazla ünlenir. Shuman, 2 Kasım 1991 tarihinde karaciğer ameliyatı sonrası hayata veda eder. 


Şimdi Mort Shuman'ın ’’Brooklyn by the Sea’’ şarkısını kendi sesinden dinleyin, gençliğinize gidin ve orada kalın ve dönmeyin sakın bu günlere, bu kasvetli günlere. Ve bu şarkı takılmış bir plak gibi zihninizde ışıklar etrafında dönen pervane böcekleri gibi dönsüüüün dursun. Ama söylediğim gibi sakın siz dönmeyin oradan!


Shuman'ın sesi kulaklarınızda çınlarken sizde unutun her şeyi; zihninizdeki gamı, kederi, kasveti, siyaseti. Tıpkı bir kuyu kazan adamın su olmayan her şeyi ata ata su seviyesine inmesi gibi sadece kendiniz kalana kadar siz de atın zihninizdeki her şeyi. Fransız roman yazarı Andre Maurois derdi zaten: ‘’Unutma olmayınca mutluluk da olmaz.’’

Sizlere iyi geceler diliyorum.


Osman AYDOĞAN

Mort Shuman, ’’Brooklyn by the sea’’ 
https://www.youtube.com/watch?v=RlODjErSEQ8

Paul Mauriat orkestrası ’’Brooklyn by the sea’’
https://www.youtube.com/watch?v=40JtTVUfqTw

(*) Maria Magdalene


Mecdelli Meryem veya Magdalalı Meryem olarak da adlandırılır. Genellikle Batı dillerinde Maria veya Mary Magdalene / Magdalena olarak geçer.  Mecdel; (Magdala) Yeni Ahit'te bahsi geçen, antik Filistin'de iki farklı yerin adıdır. Yeni Ahit’e göre Hz. İsa’nın takipçilerinden biridir. Markos ve Yuhanna İncillerine göre, öldükten ve gömüldükten sonra dirilen İsa'yı ilk gören kişidir.  22 Temmuz, Hıristiyanlıkta Aziz Mecdelli Meryem Günü'dür.

Maria Magdalena ya da Mecdelli Meryem hakkındaki bir diğer inanışa göre, İsrail'de fahişelik yaptığı gerekçesiyle taşlanan Meryem'e Hz. İsa yardım eder. Hz. İsa, kadını linç etmek için toplanan kalabalığa ‘’hiç günahım yok diyen devam etsin’’  der ve bunun üzerine öfkeli kalabalık dağılır. Daha sonra Meryem tövbe ederek Hıristiyanlığı benimser ve bir azize olur. 


Yorumlar - Yorum Yaz