Nasıl bir fakirsiniz?
14 Mayıs 2020
Kadının biri, cömert olduğu söylenen yaşlı bir bilgeye gidip: ‘’Bu şehirde benden fakir insan yok!’’ demiş. ‘’Bana biraz yardım eder misiniz?’’
Bilge adam, kadının kucağındaki bebeğin bir ipeği andıran yanaklarını okşayıp öptükten sonra: ‘’Demek fakirsin!’’ demiş. ‘’Hem de çok fakir’’ diye cevaplamış kadın... ‘’Ama karşılıksız yardım yapmak, âdetim değildir!’’ demiş yaşlı bilge. Ve devam etmiş: ‘’Eğer yardım istiyorsan, çocuğunun parmağını satman gerekir.’’
Kadın, önce deli olduğunu sanmış bilgenin. Daha sonra da, kötü bir şaka yaptığını... Ama adam ciddî görünüyormuş. Kadına bir kese altın uzatıp: ‘’Ayak parmağına da razıyım!’’ demiş. ‘’Zaten cerrah olduğumdan, ona acı çektirmem.’’
Kadın, bütün kanını donduran bu teklif üzerine kaçmayı düşünürken, adam: ‘’Sadece tırnağını söksem de olur!’’ diye devam etmiş. ‘’Biliyorsun zamanla yenisi çıkar.’’
Kadın, bu ruh hastasına daha fazla dayanamamış. Ve kapıyı çarpıp uzaklaşırken, adam onun arkasından: ‘’Nasıl bir fakir olduğunu anlayamadım!’’ diye bağırmış. ‘’Kucağındaki hazinenin tırnak kadar bir parçasını, bir kese altına değişmiyorsun!’’ (Alıntıdır)
Bazen o kadar başka şeylere yoğunlaşır, kafamızdan sürekli olarak o düşünceleri geçiririz ki, elimizde var olan zenginliklerin farkında bile olmayız. Sağlık gibi, evlat gibi, ana, baba, kardeş, eş, dost, arkadaş gibi…
Osman AYDOĞAN